Türk Kızılayı’nın yarım etme kriterleri

Madde 1- Ailenin kişi başı geliri 800 liranın altındaysa…

Yani dört kişilik bir ailede tek bir emekli maaşı alınıyorsa, siz fakirsiniz…

Madde 2- Evinizde yatalak bir hasta varsa…

Evet, gerçekten de yatalak hastanın masrafı çok olur. Ayrıca biri sürekli onunla ilgilenmek zorundadır.

Madde 3- Çocuk sayısı büyük bir kriter… Hiç engelli çocuk var mı!

Madde 4- Evinizin dışarıdan görünümü…

Dur bakalım sen nerede yaşıyorsun, zengin muhitinde mi, fakir muhitte mi? Önce onu bir tespit edelim.

Madde 5- Ev kira mı kendisinin mi?

Günün şartlarına baktığımızda en yıkık dökük ev bile 2 bin liradan kiracı buluyor. Zemin eksi 3’te oturan bir kiracı mesela… Muhtemelen ölüleri bile daha yukarıda yatıyordur… Zaten 2500 lira emekli maaşı alan adamın oturacak yeri yok!...

Madde 6- Evin içten görünümü.

Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, buz dolabı gibi temel ihtiyaç olan beyaz eşyalar var mı yok mu? Halı var mı, koltuk var mı, yatacak yer var mı…. En sonunda da ev sahibinden izin alarak dolapların içlerine bakılıyor…

Madde 7- Evde çalışabilecek biri var mı yok mu?

Evet en önemli madde bu!.. Evde çalışabilecek biri var da çalışıyor mu çalışmıyor mu. Yoksa iş mi bulamıyor… Bu konuda da İŞ-KUR’la işbirliğine gidilmiş. Zaten çalışabilecek biri varsa İŞ-KUR’a yazılıyor…

****

Bu kriterleri duyduktan sonra halime şükrederek, “Allah kimseyi Kızalay’dan yardım alacak seviyeye düşürmesin” diye dua ettim…

Yukarıda saydığım kriterlerin her biri ayrı bir puan!

Dört kişilik bir aile düşünün hadi bir çocuğun da engelli olduğunu düşünelim. Eve tek para getirici kişi, trafik kazasında öldü varsayalım. Geride kalanlara dul ve yetim maaşı bağlandığını düşünürsek, kişi başı gelir zaten 800 liranın altında olacağından yardıma muhtaç olacaklardır. Türk Kızılayı’ndan yardım talebinde bulundunuz. Tespit ekibi evinize geldi… Eviniz kendinizin, her türlü beyaz eşyanız var. Koltuğunuz, halınız da var…

Görevliler diyor ki, size yardım edemeyiz.

Neden?

Size yardım etmemiz için yeterli puanı toplayamadınız.

****

Türk Kızılay Bursa Şubesi'nin yeni başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç, yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ihtiyaç sahiplerine yönelik yapılacak yardımları paylaşmak için Bursa basınıyla bir araya geldi. Şube Başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç, yardıma muhtaç olan herkese yardımların iletildiğini söyledi.

Yani ev sahibi-kiracı ayrımı yapılmaksızın yardımların ulaştırıldığından bahsetti.

Hatta bu konuya da pandemi döneminde yaşanan olaylarla örneklendirdi.

“Özellikle pandemi boyunca beyaz yakalı olarak adlandırdığımız kesimde de ciddi işsizlik geçinme problemleri oluştu. Ev kredisi alıp, araç kredisi alan birçok kişinin pandemi sürecinde işlerinin bozulduğunu veya işsiz kaldığını gördük. Türk Kızılayı Bursa Şubesi olarak anlayışımız sadece fakirler değil ihtiyaç sahibi herkese yardım etmektir” açıklamasında bulundu…

Durun bir dakika…

O kadar da fakir olmaya gerek yokmuş!..

Ev kredisini, araba kredisini ödeyemeyene de yardımcı oluyorlarmış…

****

Türk Kızılayı’nın son yıllarda itibarı yerle bir olmuş durumda…

Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na para aktarma durumları, bağışların vergiden düşürülmesi durumları…

Bursa’da hiç böyle bir itibar kaybı olmadı ama Genel Merkez bazında yapılan bu itibar zedeleyici durumlar tüm Türkiye’de itibarını kaybettirmiş durumda…

Türk Kızılay Bursa Şubesi'nin yeni başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç’a bu durumu sordum…

Siz bunu hissediyor musunuz diye de açık açık ekledim…

“Ben Bursa Şubesi’nin başkanıyım, Bursa’dan sorumluyum… Bizi böyle eleştirenleri çalışmalarımıza davet ediyorum” diyerek yuvarlak bir cevap verdi.

****

Şahsen ben, yapılandan çok yapılmayana, yapılmaması gerekene baktığım için, çok gidip izleme taraftarı değilim…

Yine de Türk Kızılay Bursa Şubesi'nin yeni başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç’ın kapısının herkese açık olduğunu iletmek zorundayım…


Bu yazı 16.06.2022 Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Aday olursa Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı bitebilir!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?