Cennete gitme biletinizi hazırlayın!
Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, kadavradan organ bağışında Türkiye’de birinciliğin Bursa bölgesinde olduğunu açıklamış…
Yavuzyılmaz’ın
açıkladığı rakamlara baktığımda sayının çok düşük olduğunu düşündüm. Gerçekten
de Bursa bu konuda birinciyse var bizim halimize…
Dr.
Yavuzyılmaz’ın açıklaması şöyle:
"2021
yılında Türkiye milyon nüfus başına düşen kadavra donör sayısı (pmp) oranı 3,6
iken Bursa bölgesinde bu oran, 13,3. Bölgemiz, organ bağışında aile izni
oranıyla da farkını ortaya koyuyor. Türkiye ortalaması yüzde 22 iken Bursa
bölgesinde, yüzde 35. Bölgemizde 2021 yılında bildirilen donör sayısı,
ülkemizde bildirilen tüm donörlerin yüzde 25'ini oluşturuyor. Geçen yıl
Türkiye'de bin 420 kişiye beyin ölümü tanısı konulmasına rağmen vefat eden bu
kişilerin sadece 305'inin yakınlarının organ bağışına onay verilmiştir. Vefat
eden bu kişilerin organlarıyla 298 kişi böbrek, 141 kişi karaciğer, 24 kişi
kalp ve 21 kişi akciğer nakli olarak sağlığına kavuşmuştur. Ülkemizdeki
kadavradan bağış oranları, maalesef halen çok düşük."
Tüm organlarını
bağışlamış biri olarak söylemek istiyorum ki, herkesin kafasındaki düşünceleri
değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum…
Ayrıca Dr. Yavuzyılmaz,
dünyada olduğu gibi Türkiye'de de organ ve doku bekleyen hasta sayısının her
geçen gün arttığını ifade ederek, Türkiye'de 2022 itibarıyla 22 bin 970 kişinin
böbrek, bin 300 kişinin kalp, 2 bin 385 kişinin karaciğer, 152 kişinin akciğer,
285 kişinin pankreas ve 2 bin 924 kişinin kornea nakli için beklediğini
vurguladı.
****
Şehir efsaneleri
vardır…
Güya, organ
bağışı kartı olan kişiyi fark ettiklerinde kurtarmak için çaba sarf etmiyormuş
doktorlar… Onu iyileştirmek için herhangi bir çabaya girmiyormuş!
Böyle bir yalan
olabilir mi yahu? Ayıp, ayıp!
Bu söz hayatımızı
emanet ettiğimiz hekimlere karşı bir hakarettir…
Onlar ki
yeminlerini etmiş kurtarıcılarımızlar… Neden seni kurtarmak için çaba
göstermesin…
****
Bir de dinen caiz
olup olmadığını sorgulayan maalesef Müslümanlar var!...
Maide suresi
32. Ayette der ki;
Kim, bir cana veya
yeryüzünde bozgunculuk çıkartmaya karşılık olmaksızın, haksız yere bir cana
kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir can kurtarırsa, bütün
insanları kurtarmış gibi olur.
Şimdi sen bu ayeti
bilip de hala daha caiz olup olmadığını mı sorguluyorsun?
Öldükten sonra
bile insanlığa yardım etme imkanınız varken, yani inanan bir insansınız ve
cennete gitme imkanınız varken neden buna karşı gelesiniz?
Zaten karşı
gelenlerin bahanesi de hazır…
“Ben öteki
tarafa eksik gitmek istemiyorum!”
Bilmiyor musunuz
ki o tarafta bedeniniz değil sadece ruhunuz yer alacak…
“Benim verdiğim
organlarla ya günah işlerse, ya içki içerse, ya ben yaşattığım için başka
birini öldürürse, ya Müslümana değil de bir Hristiyana, Yahudiye veya ataiste
organlarımı verirlerse…”
Onlar insan değil
mi?
Gerçekten böyle
düşünen insanları anlayamıyorum… Herkes kendi günahını kendi işler, kendi
sevabını da kendi kazanır… O halde başkasını düşünmek, kurtardığın hayatı sen
ölüyken düşünmek neden?
Belki de hayatında
yaptığın son iyilik bu!...
Belki de tüm
hayatın boyunca günah işledin ama eğer inanan insansan seni bu bağışların
cehennem ateşinden kurtaracak…
****
Şimdi hayata veda
etmeden önce son bir kez bir iyilik yapın ve hemen organlarınızı bağışlayın…
Yarın çok geç olabilir…
***
Son Söz!
Sadece sizin
bağışlamanız yetmiyor, ailenizi de organlarınızı bağışlamanızı ikna etmeniz
gerekiyor… Siz bağışlamış olsanız bile birinci derecede yakınlarınız izin
vermediği takdirde organ bağışı gerçekleşmiyor.
Bu yazı 27.01.2022 Tarihinde YeniDönem
Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder