Gözlerdeki ışıltı sönmeden rakamlarla DEVA…

Ekonominin gözlerdeki ışıltı olmadığını bildiğimiz kadar, siyasetin de verilerdeki rakamlar olmadığının farkındayız.

Son seçimde 100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayı olan Doğu Perinçek’e sandıktan 98 bin 930 oy çıktı…

Bin 70 oy nereye gitti?

İş rakamlarla olmuş olsaydı, Doğu Perinçek’e en az 100 bin oy çıkmaz mıydı?

Peki iş nerede?

İnsanda!..

Siyaset dediğimiz olgu, tamamen insanda biter.

Rakamlarla değil, insanlarla, kazanırsınız…

Bu nedenle, istatistikler her zaman yanıltır tüm siyasi partileri.

“24 saat, siyaset için çok uzun bir süredir” lafı boşuna söylenmemiştir.

Seçimden 1 gün önce bir şey olur ve oklar tamamen aksi istikamete ulaşmaya başlar… Hedef sapar!

İşte burada tam güven gerekir.

‘Güven’ anahtar kelimedir.

***

Sedat Kızılcıklı, DEVA Partisi’ne katıldığında nasıl bir anda ilgi çektiyse, Dilek Durak’ın istifası da o şekilde ilgi çekti.

Tabi ki iki ismi karşılaştırmıyorum.

Etki gücünden bahsediyorum.

Sedat Kızılcıklı’yı tanımam… Basından bildiğim kadarıyla önemli bir siyasetçi.

Böylesine önemli bir siyasetçinin DEVA Partisi’ne katılması tabi ki, büyük ses getirecektir. Bu aşikar…

Aynı şekilde Dilek Durak’ın durumu, yönetimini de etkileyecektir. Belki partiden istifa etmedi, sadece ilçe yöneticiliğinden istifa etti ama güven bir kez kayboldu.

Bu güveni tekrar kazanmak gerekiyor.

Ve Durak’ın istifasının bu kadar ses getirmesi, ne kadar önemli isim olduğunu gösteriyor.

****

Herkes kendisine göre haklı. Fakat, daha önce de yazdığım ifadeyi tekrarlamak istiyorum. CEO olarak parti yönetilemez.

Lafım Serkan Özgöz’ün yönetimine değil tabi ki… Sadece rakamlara bakılarak başarılı veya başarısızlıkların belirlenmesine…

Her partide demokrasi gereği farklı sesler olacaktır. Bu sesler, partisini ileri taşıdığı sürece güzeldir. Fakat kimse, gönüllü olarak katıldığı partide bir başkasının baskısına maruz kalmamalı.

Dilek Durak’ın istifa metninden anladığımız şey, İl Yönetimi’nden baskı görmesidir.

Tabi ki İl Yönetimi’nin buna bir cevabı var. Kendince açıklamaları var. Fakat, gönül kırıldıysa, o gönlü almayı da bilmek gerekiyor. Kestirip atmamak gerekiyor.

Serkan Özgöz’ün konudan bahsederken, “DEVA Partisi’ne bir gün bile hizmet etmiş biri hakkında kötü söz söylemem mümkün değil” lafı, siyasette duymak istediğim en güzel cümlelerden biriydi.

****

Önceki gün Bursa DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz, bizzat arayarak ertesi günü İl Başkanlığı’nda kahvaltı eşliğinde sohbete davet etti.

Yazıişleri Müdürüm Ali Şahin ile birlikte gittik.

Bu sohbete herkesi bizzat arayarak çağırmış Başkan Özgöz… Toplantıda olanlar Dilek Durak’ın istifasının ardından kendisini ve yönetimini eleştirenler veya hak verenler… Tabi bazı eksikler vardı. Keşke onlar da o toplantıda olsaydı.

Bize güzel bir sunum hazırlamış Serkan Özgöz.

Bana göre yine sadece rakamlardan oluşan bir sunum!..

Ama hakkını vermek gerekir ki Başkan Özgöz, tabiri caizse dersine iyi çalışıyor.

Şehirdeki her şeye hakim olmasının yanında çözüm önerileri de var.

Sunum notlarını Ali Şahin’in bugün çıkan ‘DEVA Bursa için doğru soruyu sordu’ başlıklı yazısından okuyabilirsiniz.

****

Son söz!

Sahaya inmek, çarşıya pazara gidip, insanların elini sıkıp broşür vermek değildir. Onlarla dost olmayı becerebilmek, dertlerini anlayabilmek, isteklerini karşılayabilmektir.

Saha çalışmasından anladığım kısım bu.

Ve sanırım bunu başarabilen tek bir parti var...


Bu yazı 18.06.2022 Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Aday olursa Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı bitebilir!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?