Kolay vatandaşlık!
Ülkemizde yaşayan mültecilerin sayısını hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğiz.
İl göç idaresinden rakam almaya
kalksak sağlıklı veriye ulaşmış olmayacağız.
Gelenleri tanımıyoruz, gidenleri
tanımıyoruz…
Bir zamanları lüks semti olarak
bilinen Altıparmak, Çarşamba bölgesi
bugün tamamen Suriyelilerin eline geçmiş durumda. Hatta orası için ‘Küçük Şam’ sıfatını kullanan bile var.
Mülteci olarak gördüğümüz
Suriyeliler, artık bu bölgede kendi yaşamlarını kurmuş durumda.
Kiminin dükkanı var, kiminin evi
var.
Kimi Türklerle evlenmiş, kimi
sadece ‘ev’lenmiş!
Türkiye’de ‘Türklere uygun olmayan ev’ diye kiralık ilanlar bile verilmeye
başlandı.
Başta da dedik ya… Bunlar sadece kayıtlı olanları yaptıkları…
Bir de sahte kayıtlılar var…
***
İl Göç İdaresi’nden alınan
Geçici Koruma Kimlik Belgesi, sadece
karton üzerine yazılmış bir kağıt parçasından ibaret.
Kimlik numarası yok!
Kim olduğuna dair herhangi bir
şey yok!
Sabıkalı mı değil mi, tehlikeli mi masum mu… Bilemiyoruz.
Hadi bunları geçelim. Bu kimlik belgesini almak çok kolay…
İşte size bir fotoğraf…
Foto kodu--- OnuralpÖzalp-1
****
Siz hiç, gazetelerdeki kayıp kimlik ilanlarını gördünüz mü?
İşte size ufak bir hikaye…
Mesela beni bir Suriyeli olarak düşünün. Adım da
Mohummed olsun…
Bursa’da yaşıyorum. Ve İl Göç İdaresi’nden almış olduğum, Geçici Koruma Kimlik Belgem var.
Bu belge cüzdanımda duruyor…
Bu belgeden kendi vesikalık
fotoğrafımı çıkartıyorum. Başka bir Suriyeli vatandaşımın vesikalık fotoğrafını
yapıştırıyorum.
Şimdi ben kaçak durumuna düştüm
değil mi?
Değil!
Gidip, gazeteye Geçici Koruma Kimlik Belgesi’ni
kaybettim diyerek ilan veriyorum…
Ertesi gün gazeteyle birlikte İl Göç İdaresi’ne gidiyorum.
Hemen yenisini alıyorum…
Yılda 3-4 kez bu şekilde kimlik kartımı kaybetsem ne olur ki?
En fazla, Bursa’da yaşayan 4 tane ben olur!..
Adresim belli, kimliğim belli… Fotoğraflar
farklı.
E denetim yapan polis memurları, hangimizin gerçek Mohummed olduğunu
soracak değil ya!..
****
İşte tam da bu yüzden ülkemizde
kaç mülteci var, kaçı gitti, kaçı kaldı, bilemiyoruz.
Hiçbir zaman da bilemeyeceğiz…
Bu yazı 07.05.2022
Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder