Dilekçe yazamayan müdürü oyunu bozdu!
Yıllarca ülke gündemini meşgul eden üniversitelerde türban yasağı kalkmasının ardından kendiliğinden bir ayrım başlamıştı zaten…
Siyasi kimlik olarak kullanıldığı
iddia edilen türbanın üniversiteye sokulmamasını anlayamadığım çocuk aklımla “Mini etekle okula giden kadınlara neden
bir şey denmiyor da, dini inanç gereği başını bağlayan kadınların örtüsü
çıkarılmak isteniyor, bu nasıl bir anlayıştır” diyerek kınardım.
Aynı düşüncelerim kısmen de olsa
devam ediyor. Ve fakat, yasak ortadan kalktıktan sonra, ortada sorun kalmadı
dediğimiz anda hiç kimsenin fark
etmediği bir şey oldu…
Üniversitelerde sınıflarda ayrışmalar başladı.
Türbanlı öğrenciler yan yana ve genelde duvar kenarına otururken
türbansız kadınlar ve erkekler onların yanlarına oturmuyor, aralarında hep bir
mesafe bırakıyorlardı.
Kendi kendine oluşan bu ayrımın
kimse farkına varmadı…
Türbanlı kadınla türbansız kadın
yan yana bile gelememeye başladı.
Sonuç olarak artık her şey
normalleşti… Yani biz bu durumu artık
normal olarak görüyoruz.
Üniversitede kırılan yasak
problemi, önce lisede sonra ilkokullarda bile kalktı…
Daha kendi başına okula gidemeyen
kız çocuğu anne babasının baskısı nedeniyle
türbanıyla okula gider oldu…
Dediğim gibi artık bunları
görmezden geliyoruz. Sorun olarak kabul etmiyoruz.
****
Peki kızını okula başörtüsüyle
gönderen veli, kızının yanında erkeğin
oturmasını ister mi?
Bu durum her okulda baskı
yaratmaz mı?
Kız babası gidip öğretmene, “Benim kızımı erkekle oturtuyormuşsunuz,
oturtmayın” demesi kadar ‘normal’
ne olabilir ki?
Hatta bunun için öğretmenle kavga
eden veli yok mudur, idareci yok mudur sanıyorsunuz?
Şimdiye kadar hep oldu, olmaya da
devam edecek…
Bunlar hiçbir zaman ülke
gündemini bir türban yasağı kadar meşgul etmemiştir, etmeyecektir de…
****
Aslında bu durum okullarda da
idare ediliyordu.
Çoğu öğretmen bu konuda dikkatli
davranıyor diyebilirim. Sonuçta ne veliyle ne de idareyle ters düşmek ister…
Fakat biri var ki…
Tüm bu oyunu bozdu!
Bursa’nın Osmangazi İlçesi’ndeki Mithatpaşa Ortaokulu Müdürü Haydar Akın…
Müdür Haydar Akın, öğretmenlere
resmi yazı yolladı!..
Ama ne yazı…
Bu yazıyı yazanın değil idareci olmasını öğretmenliğinden şüphe
ederim…
****
“Değerli öğretmen arkadaşlarımız 22/03/22 tarihi itibari ile tüm
sınıflardaki oturma düzeninin değiştirilmesi ve erkek öğrenciler ile erkek, kız
öğrenciler ile kız öğrencilerin denk geleceği şekilde bir düzen oluşturulması
gerekmektedir. Gereğini arz ederiz.”
İşte o belge:
*****
Bu fotoğraf sosyal medyada gündem
oldu. Birçok haber sitesi paylaştı. Ama içerikler hep ‘Haremlik-Selamlık’ üzerinden geçmiştir.
Ben daha önemli bir şeyden
bahsetmek istiyorum.
Bu fotoğrafı gördüğümde direkt ‘Sahte’ dedim.
Bununla ilgili çeşitli şüphelerim
de vardı.
Mesela, dilekçe üst makamdan alt
makama yazıldığı için “Gereğini arz
ederiz” yazılmaz, “Gereğini rica
ederim” yazması lazım.
Mesela dilekçede e-imza ibaresi varken bir de müdür ıslak imza atmış ki…
Bu da belgeyi geçersiz kılar. Burada da bir çelişki var.
En iyisi belgeyi doğrulatmak diye
düşündüm.
evraksorgu.meb.gov.tr adresi
bunun için var…
Sorgulattım ve çıkmadı. Tam
belgenin sahteliğine kanaat getirecektim ki, Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’u aradım ve belgenin sahte
olabileceğini sordum…
Belgenin doğruluğunu kanıtladı…
İşte kanıtı
Yeliz Toy, üstüne bir de öğretmen
WhatsApp gurubuna Haydar Akın tarafından
yazılan mesajı gönderdi.
Onu burada paylaşamıyorum maalesef…
Ama durum gerçekten de doğru!..
***
Beni şaşırtan olay ise gönderilen
emir değil.
Bir okul müdürünün dilekçe yazmayı bile bilmemesi…
Nasıl bir okul müdürü dilekçe
yazamaz, alt makamlara nasıl arz eder
mesela?
E-imzalı olan belgeye nasıl ıslak imza atabilir?
Asıl sorgulanması gereken şey
budur.
Nasıl bir sınavla müdür
oluyorlar? Ya da sınavı sadece farklı sendikalara üye öğretmenlerin idareci
olmaması için mi yapıyorlar?
İşte asıl konu budur!...
****
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı
Yeliz Toy, dün okulun önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamasında, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın neredeyse 20
yıldır okul yöneticilerini liyakate göre değil kendilerine sadakate göre,
yandaş sendikaların verdiği torpil listelerine göre seçmesinin acı sonuçlarından
biri de Bursa Osmangazi’deki Mithatpaşa Ortaokulu’nda yaşanmıştır” ifadesi
dikkatimi çekti.
Sanırım Yeliz Toy bu konuda
sonuna kadar haklı…
Bu yazı 24.03.2022
Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder