Gazetecilik kimlerin eline kaldı?
Gazetecilik adına zor günlerden geçiyoruz.
Fiziki olarak gazetenin
satılmadığı bu günlerde, üstüne bir de sosyal
medya gazeteciliği denilen bir akım da ortaya çıktı.
Sosyal medya gazeteciliği,
herhangi bir kurala bağlı olmadan, takipçilerini topladığın ve onları
yönlendirebildiğin bir mecra haline gelmiş durumda.
Üniversitelerin iletişim
fakültesinde bulunan Gazetecilik
Bölümü’nde 4 yıl boyunca okuyan, tüm kurallara riayet eden, etik kurallar
çerçevesinde, basın hukukuna hakim ve bunun gibi birçok teknik bilgiyi öğrenen,
haberin peşinden nasıl gidileceğini, hangi soruların doğru soru olduğunu ve
hepsinden de önemlisi kamuoyunu doğru bilgilendirmesi için gereken sorumluluğu
alan kişilerin büyük emeklerle kendini yetiştirdiği gazetecilerin, bir sosyal
medya hesabına yenildiği dönemdeyiz.
Evet!..
Bir vatandan ben bundan sonra
ekmeğimi gazetecilik yaparak kazanacağım dediğinde, bir de sosyal medya hesabı
açtığında gazeteci olabiliyor.
Meselenin doğru bilgiyi aktarmak
olduğunu es geçerek hızlı bilgi aktarımı yapmanın gazetecilik olduğunu savunan
bu sosyal medya hesaplarının aynı zamanda muhabirliğini de yine vatandaş
yapıyor.
Cebindeki telefonu çıkartarak, “burada kaza oldu, burada cinayet oldu”
gibi anonslarla dolu sosyal medya hesaplarını takip edenler ise, doğru bilgiye
değil, hızlı ve yanlış bilgiye ulaşmanın hazzını yaşamaktan başka bir şey
yapmıyorlar.
Bu sosyal medya hesaplarının
hukuki olarak hiçbir sorumluluğu yok. Bu hesaplar istediği gibi insanları
yönlendirebilir.
Mesela geçen günlerde
‘bursagündem’, ‘bursayadairherşey’ gibi sosyal medya hesaplarında paylaşılan
görüntülerde Zafer Plaza’nın çöktüğü, en az 50 kişinin göçük altında kaldığı
bilgisiyle bir video paylaşıldı.
Bu hesapları takip eden insanlar
arasında belki de o AVM’de çalışan
işçilerin annesi, babası, karısı, kocası var… Bu haberi gördükten sonra hızla
ve panikle olay yerine gelmeye çalışanların trafik kazası dahil olmak üzere
birçok felakete neden olabilecek gelişmelerin yaşanabileceğini düşünmek, bu
sosyal medya hesaplarının görevi değil… İnfial bile yaratabilirlerdi…
Ne yazık ki bunlar hiçbir zaman
düşünülmüyor. Düşünülmek dahi istenmiyor.
Bu sosyal medya hesaplarının
amacı ne peki?
Takipçilerini artırmak, firmalardan tanıtım reklamları almak, para
kazanmak… Hatta kimi sosyal medya hesapları, takipçilerinin vermiş olduğu
güçle, siyasilere şantaj bile yapabilecek güçte!..
Peki buna biri dur diyecek mi?
*****
“Gazetecilik kimlerin eline kaldı?” diye sormuyor musunuz!
Fiziki satışların bittiği, resmi
belge niteliği taşımayan dijital medyanın ön plana çıktığı, hiçbir hukuki
sorumluluk taşımayan sosyal medya hesaplarına karşı savaş verdiğimiz bu
günlerde, ayakta durmaya çalışan gazeteciler olarak…
İnatla, doğru bilginin, doğru
haberin peşinden koşmak isteyen, gazetecilik yapmak isteyen arkadaşlarım adına
söylüyorum ki…
Biz bu yoldan şaşmayacağız.
YeniDönem gazetesi bugün 13
yaşına girdi.
Enerjimiz yettiğince YeniDönem
gazetesi başta olmak üzere yazılı medyayı yaşatmaya devam edeceğiz.
Bizler tarihin bize verdiği
sorumlulukla hareket eden, genç bir ekibiz.
Bu genç ekipte, kalbi gerçekten
gazetecilik yapmak için heyecanla çarpan arkadaşlarımız var.
****
Şimdi önünüzde 2 seçenek var.
Hiçbir hukuki sorumluluğu
olmayan, tarihi sorumluğu olmayan medya mı?
Hukuki, teknik, etik sorumluluğu
olan, tarihi bilinçle hareket edebilen medya mı?...
Karar sizin!
Bu yazı 24.05.2022 Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder