Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hadi bana eyvallah!

Her güzel şeyin bir sonu vardır. Beklemediğim bir anda geldi bu son maalesef… **** Geçen Ağustos ayında ilk defa YeniDönem gibi büyük bir gazetenin köşesinden seslenmeye başladım. Kimi fikirler beğenildi, kimileri beğenilmedi. Ama her şeyden önemlisi artık fikirlerim hayat bulmaya başlamıştı. Bunca yıldır bu sektördeyim… İlk defa gazeteciliği iliklerime kadar hissetmeye başladım. Artık gerçek manada fikir işçisi olabilmiştim. Tüm bu imkanları sağladığı için YeniDönem gazetesi Genel Müdürü Enver Akasoy ’a teşekkür ederim. Bana ve yazdıklarıma benden daha fazla değer vererek beni cesaretlendirdi ve önümü açtı. Kurtlar sofrasında kuzu olmamı engelledi mesela. Görüş ayrılıklarımız olsa da, hiçbir zaman kırmadı kalbimizi. Yazı İşleri Müdürü Ali Şahin de ayrı bir teşekkürü hak ediyor sonuna kadar. Yazılarımı gerçekten çok güzel değerlendirdi. Ayrıca bize muhteşem bir çalışma ortamı sağladı. Çekirdek kadroyla profesyonel iş çıkarabilen tüm ekip arkadaşlarıma da teş...

Büyük Birlik Partisi kendini anlatamadı mı?

Siyaset bir hitabet sanatıdır. Her türlü soruya verilecek bir cevap mutlaka vardır. Siyasette ‘Bilmiyorum’ kelimesi hiçbir zaman kullanılamaz. ‘Bu konuda bir fikrim yok’ diyemezsiniz. Zaten verilen cevaplardan kimin neyi bilip bilmediğini anlayabilirsiniz de. Kimi cevaplar sizi tatmin ederken kimisi hiç ama hiç inandırıcı gelmez. Bu nedenle siyasetçiyle konuşmak ve anlaşmak zordur. Fakat istisnalar da vardır. Mesela Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı gibi… *** BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, önceki gün İl Başkanı Av. Haldun Filizli , İl Başkan Yardımcısı İbrahim Arı ile birlikte gazetemizi ziyarete geldi. Burada kendisine daha önce yazmış olduğum “Top çevirerek 29 yıl” başlıklı yazımda görüşlerine yer verdiğim “Büyük Birlik Partisi, seçime girmek için kurulmuş bir parti değildir. İdealleri ve davası olan bir partidir. Bu partiyi sadece seçimle değerlendirmemek gerekir” cümlesini hatırlattım. İlk defa yüz yüze konuştuğumuz için kedisind...

Yenişehir’in satılan parselleri arasında kalan rant!

Yenişehir’de her adımda sorun olduğunu Yazıişleri Müdürü Ali Şahin ile birlikte hazırladığımız haberimizde dün paylaşmıştık. Evet ilçenin her bir noktasında adeta sorun fışkırıyor. Ve bu sorunlar da kısa zamanda çözülecek gibi değil. Tek, tek madde madde yazdığımız sorunların her zaman takipçisi olacağımızı bildirmek isterim bir kez daha… *** Daha önce gazetemizin yazarlarından Yasemin Güler ’in “ Yenişehir Meclisi'nde usulsüzlük iddiası! ” başlıklı yazısını hatırlatmak istiyorum. 2021 yılı içerisinde 27 parsellik satış, 555 parsel araziye dönüşmüştü. Dönemin hikayesini yine Yasemin Güler’in yazısından okuyabilirsiniz. Ben ise şimdi bu yılın ilk meclis toplantısında gündeme getirilen bir toprak satışı dosyasını açmak istiyorum. Ocak ayında Yenişehir Belediyesi Meclis’inde 41 parsel toprak satışı için izin istendi. Bu 41 parselin içerisinde 4 parça toprak da daha önce satış izni istenen 4 parsel de bulunuyor. Fakat değinmek istediğim konu o 4 parsel değil. Sat...

Yenişehir’de kurban kesilebilecek mi?

Kurban Bayramı’na sayılı günlerimiz kaldı. Et fiyatları, hayat pahalılığı derken, atladığımız bir konu geldi bizi buldu… Nedir o? Dini kurallara uygun olarak ve hijyenik ortamlarda kesilmesi gereken kurbanlar. Bu Kurban Bayramı’nda da elinde bıçakla dana kovalayanları görmek istemiyoruz. Etraf kan gölü içerisinde kalmasın, işkembeler, bağırsaklar sokaklara dağılmasın. Bu nedenle de belediyelerden şimdiden önlem alması gerektiğini savunuyoruz. **** Uyarıyoruz uyarmasına da şehir merkezi dışında kalan ilçelerde halen daha çağ dışı kesimlere rastlıyoruz, rastlamaya da devam edeceğiz. Mesela bunlardan biri Yenişehir’de yaşanacak. Bakın yaşanacak diyorum ve buna da eminim!.. Her adımı sorun olan Yenişehir’de bir de mezbaha sorunu var. Yenişehir Belediyesi’nin mezbahası pislik içerisinde… Hijyenik alanla alakası yok! Yenişehir’e başkan olsam o mezbahaya isim bile yazdırmam! Yenişehir Belediye Mezbahası’nın binası adeta dökülüyor. Boyayı bırakın sıva kalmamış… Yoldan geçen herkesin girebile...

Gece kartalları uykudan uyansın!

Bugün madeni paranın hurda değeri bile kalmadı. Suç olmasına rağmen, piyasadaki 5, 10, 25 ve 50 kuruşları toplayarak hurda niyetine sattığınızda daha fazla paranız oluyor. Kilosu 65 liradan alıyorlar çünkü. Ve düşünün ki elinizde 120 lira madeni para var. Toplamda 6-7 kilo ediyor… 240 ila 360 liraya satabiliyorsunuz bu parayı. Piyasada rakamsal olarak var olan ama fiziksel olarak var olmayan paralar da enflasyonu körüklemeye devam ediyor. İşin ayrıntısına girmek istemiyorum. Fakat bugün, hurda bile paramızdan daha değerli. Tabi durum böyle olunca, etrafta gördüğünüz her şeye para gözüyle bakmaya başlıyorsunuz. Mesela, sokaklardan sürekli mazgallar çalınıyor. İş yerlerinin demir korkulukları, merdiven korkulukları… Aklınıza gelen her şey hırsızlar için bir gelir kapısı oluyor. Herkesi vuran enflasyon aslında hırsızlar için bir fırsat olmuş oluyor. Sokaktan çalmadıklarını da evlerden çalıyorlar. **** Geçenlerde gelen bilgiye göre, Mesken taraflarına hırsızlar d...

Haydi ya Allah!

Hey şanlı ordu Hey şanlı asker… Ne günlere kaldın be muzaffer… **** Mehter Takımı!.. Osmanlı’da Yeniçeri Askeri Bandosu… Dünyanın en eskisi belki de… Yeniçerilerin olduğu gibi Mehteranın da Piri Hacı Bektaşi Veli olup, her icraattan önce mutlaka Peygamber, Ali ve Hacı Bektaşi Veli adına dua okunması ve marşlarda adlarının zikredilmesi gelenektendir. Üç önemli sembol yer alır; ocak, sancak ve zafer. Farsçada mihter olarak geçen mehter kelimesi, ekber ( en büyük ), azam ( pek ulu ) manasında bir ism-i tafdildir. Yeniçeri ocağının bir parçası olan Mehterin, hangi tarihte kurulduğu kesin olarak tespit edilemiyor. Bazı kaynaklarda kuruluşun 1365 yılında olduğu söyleniyorsa da büyük bir ihtimalle bunun 1362 yılında olduğudur. Yeniçeri ocakları II. Mahmud tarafından şiddetli bir şekilde kapatıldığında aynı zamanda mehteran bölüğü de kapatılmıştır. Mehter Takımı 1914 yılında Türkçülük akımının kuvvetlenmesi üzerine Enver Paşa 'nın emriyle Mehteran-ı Hakaniye adı...

Geleceğe kim ne kadar borçlu?

Kapitalizim, sınırsız ihtiyaçlara karşılık sınırlı kaynak olduğunu söyler, sosyalizm ise sınırlı ihtiyaçlara karşı sınırsız kaynak olduğunu… Aslında iki görüşte kendi içerisinde haklı kendi içerisinde tutarlıdır. Dünyada sınırsız kaynak vardır . Kaynaklar eşit bölüşüldüğünde herkese yeter. Dünyanın kaynakları sınırlıdır, herkes hunharca harcamamalı, herkese yetmeyebilir… Kızılderili Atasözü der ki…   "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak." Anlayacak ama iş işten geçmiş olacak… **** Türkiye Limit Aşım Günü, bu yıl 22 Haziran!.. Yani dün itibarıyla geleceğimize borçlanmaya başladık. Durun!.. Kaseti başa saralım. Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın verileri, dünyamızın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları ne zaman tükettiğimizi gösteriyor. Küresel Ayak İzi ...

Sahaya hoş geldin DEVA

Siyaset arenası her geçen gün kızışıyor. Ve biz her geçen gün erken gelecek bir seçimin tarihini bekliyoruz. Dijital çağda artık, bizim gibi basılı gazetelerin pek bir etkisi olmayacaktır. İşler daha çok sosyal medya ve internet sitelerinden yönetilecek. Siyaset zemini değişirken siyasetin aynı kalması mümkün mü? İşte bu yeni dijital siyaseti DEVA Partisi ’nin yöneteceğini düşünüyorum. Hatta bununla ilgili daha önce yazmış olduğum “DEVA'nın Bursa'da dijital taktiği…” başlıklı yazımı tekrar okuyabilirsiniz. Gelecek belki DEVA’nın olacaktır ama bugün, DEVA’nın dijital taktiğinin pek tutabileceğini düşünmüyorum. Sanırım bu konudaki eleştirileri dikkate almış olacaklar ki, Bursa’da DEVA Partisi ilk defa gerçek manada sahaya indi. Şimdi ‘sahaya indi’ kelimesinin birçok anlamı olabilir. Mesela, vatandaşla tokalaşmak, mesela STK temsilcileriyle görüşmek, mesela kahvehaneleri gezmek, site yönetimlerini ziyaret etmek gibi… Bu yüzden bana göre; ‘gerçek manada sahaya i...

Gözlerdeki ışıltı sönmeden rakamlarla DEVA…

Ekonominin gözlerdeki ışıltı olmadığını bildiğimiz kadar, siyasetin de verilerdeki rakamlar olmadığının farkındayız. Son seçimde 100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayı olan Doğu Perinçek ’e sandıktan 98 bin 930 oy çıktı… Bin 70 oy nereye gitti? İş rakamlarla olmuş olsaydı, Doğu Perinçek ’e en az 100 bin oy çıkmaz mıydı? Peki iş nerede? İnsanda!.. Siyaset dediğimiz olgu, tamamen insanda biter. Rakamlarla değil, insanlarla, kazanırsınız… Bu nedenle, istatistikler her zaman yanıltır tüm siyasi partileri. “24 saat, siyaset için çok uzun bir süredir” lafı boşuna söylenmemiştir. Seçimden 1 gün önce bir şey olur ve oklar tamamen aksi istikamete ulaşmaya başlar… Hedef sapar! İşte burada tam güven gerekir. ‘Güven’ anahtar kelimedir. *** Sedat Kızılcıklı , DEVA Partisi’ne katıldığında nasıl bir anda ilgi çektiyse, Dilek Durak ’ın istifası da o şekilde ilgi çekti. Tabi ki iki ismi karşılaştırmıyorum. Etki gücünden bahsediyorum. Sedat Kızılcıklı ’yı tanımam… Bası...

‘Türk’iye Silahlı Kuvvetleri de olacak mı?

“Türk demeyelim de Türkiyeli diyelim” Cümlesini hiçbir ırk devleti kullanmaz… Mesela İngiliz demeyelim de İngiltereli diyelim, Alman demeyelim de Almanyalı diyelim, Fransız (Frenk) demeyelim de Fransalı diyelim, İspanyol demeyelim de İspanyalı diyelim, İtalyan demeyelim de İtalyalı diyelim… Bu böyle devam eder gider… Biraz milliyetçi olmak sizi faşist yapmaz!.. ***** İnsan hayatı iki yoldan oluşur… Birinci yol, doğumunla birlikte seçemediklerin, İkinci yol, büyüdükçe seçebildiklerin… **** Mesela doğacağım yeri ben seçmedim. Ama yaşadığım yeri ben seçiyorum. Annemi babamı veya akrabamı ben seçmedim, ama eşimi ben seçtim. Irkımı ben seçmedim, ama neye inanacağımı ben seçtim. İnsan seçemediklerini kabullenmeyi, seçtikleriyle de mutlu olmayı bilmeli… Şimdi ben Türk değilim, İngilizim diyemeyeceğime göre, damarlarımda dolaşan Türk kanının hakkını vermem gerekir. **** Türk bir milletin adı iken, Türkiye bir coğrafyanın adıdır. “20 Mayıs 1933 tarihli 2186 sayıl...