Unutmayalım ortak paydamız Bursa

 Bursa çok kozmopolit (değişik uluslardan, ırklardan olan kimseleri bir araya getiren, barındıran, kapsayan) bir yapıya sahip.

Hemen hemen Türkiye’nin her yerinden Bursa’ya göç eden yurttaşlar, kendi kültür ve geleneklerini de bu şehre getirdi.

Peki nasıl oldu bu olay?

1960’lı yıllarda temel geçim kaynağını tarım yerine sanayi alınca insanlar da ister istemez ‘ekmek parası’ diyerek yurtlarından göç etmek zorunda kaldı.

Türkiye’nin hızla gelişen sanayi bölgelerinden biri de Bursa’ydı.

Önce erkekler geldi.

Fabrikada iş buldu, sonra eşini çocuğunu getirdi. Fabrikada işçiye ihtiyaç varken memleketine haber gönderdi. Teker teker geldiler. Teker teker işe girdiler.

Bazıları da yeni iş hayatını Bursa’da kurdu.

Artvinliler, Erzurumlular, Muşlular, Tokatlılar, Sivaslılar, Trabzonlular, Rizeliler, Gümüşhaneliler, Giresunlular, Kastamonulular, Diyarbakırlılar derken… Göç veren her ilden göç alan Bursa oldu.

****

Kümelenmeler yaşanmaya başladı.

Mahalleler oluşmaya başladı.

Bu mahalle tamamen Artvinlilerden oluşuyor, hemen yanındaki mahalle Erzurumlulardan bir diğer mahalle başka bir yerlilerden…

İç göçle birlikte dış göç de aldı.

Mesela 1989 yılında Balkanlar’dan gelen birçok Türk, yine Bursa’ya yerleşti.

Velhasıl Bursa’da Bursalılar azınlığa düştü.

****

Her gelen, memleketinin kültürünü de getirdi.

Çok farklılık işte böyle başladı.

Sonra dernekleşmeler başladı. Hemşehri dernekleri genelde ‘sosyal, kültürel, yardımlaşma ve dayanışma’ isimlerini aldılar.

Her hemşehri kendi arasında hem sosyal yaşamlarını sürdürdü, hem de yardımlaşarak dayanıştı. Ve güç oluşturmaya başladı.

Kendilerine ait belediye başkanları, milletvekilleri oluştu.

Ama unutulan bir şey vardı…

Bursa!

*****

Herkes kendi kültürünü yaşasın, dayanışsın, sosyalleşsin ama Bursa’nın üst kimlik olduğunu unutmasın.

Artık Bursa’da doyuyorsanız, Bursa’ya katkı koymak zorundasınız.

Kavga değil, barış zamanı.

Her şey Bursa için olmalı.

İşte bu düşünceyle Bursa’daki 16 kurum ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Bu sivil toplum kuruluşlarının ismini ve temsilcisini tek tek yazmak istiyorum.

Bursa Vakfı (Recep Günay), Bursa Trabzon Dernekleri Federasyonu (Mehmet Yetim), Bursa Platformu (Suat Gülçimen), DAĞDER (Yaşar Türk), Prusa (Ahmet Aydemir), Artvin Vakfı (Adnan Demirci), Anadolu Kültürleri Dayanışma Derneği (Sezer Aktaş), Artvin ve Kafkas Dernekleri Fedarasyonu (Murat Aydın), Bursa Erzurum Olur İlçesi Derneği (Fevzinur Dündar), Osmangazi Bursasporlular Derneği (Ersel Ağce), MAKDER (Taner Ödemiş), Kalite Birliği (Mustafa Karaman), Rumeli Kütür ve Gençlik Spor Kulübü, Rumeli Kültür ve Gençlik Spor Kulübü…

Sarıoğlu Et Lokantası’ndaki basın toplantısında ortak mesaj, ortak çatı altında toplanmak idi.

Bursa’nın her sorununa ortak ses çıkarmak ve birlik olmak….

Sizce başarılı olur mu?

Eğer bu kadarla kalınacaksa başarılı olması imkansız…

Ama yine de güzel bir adım atıldı.


15.09.2022 - Bursa Duysun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Aday olursa Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı bitebilir!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?