‘Küçük Şam’ı nasıl kurtarırız?
Bursa’nın en gözde mahallelerinden biriydi bir zamanlar.
Şehrin en merkezi yeri, tam
ortasıydı.
Orada oturmak için zengin olmak
gerekiyordu.
Yüzlerce yıllık bir tarihi vardı…
Hatta ayrı bir kültürü vardı!
Sinemalar oradaydı, alışveriş
dükkanları, yemek mekanları, en güzel restoranlar…
Evet orası Altıparkmak ve Çarşamba.
Yeni adıyla ‘Küçük Şam’!
****
Darmstad Caddesi’nden girdikten sonra
Altıparmak-Fomara-Kültürpark üçgeninde kalan mahalleler artık Suriyelilerin
istilası altında.
Mülteci diyerek kapılarımızı
açtığımız din kardeşlerimiz, orada kendi devletlerini kurmuşlar da haberimiz
yok!
Aslında haberimiz var…
Her şey gözümüzün önünde oldu.
Önce 2-3 kat fazla paraya kiraya
verdik evlerimizi onlara.
Sonra kiracılıklarından illallah
edip, satışa çıkardık evimizi, yine onlar aldı.
Gelen tüm mülteciler, akrabalarının,
soydaşarının yanına yerleşti.
Yavaş yavaş dedik ya… Aslında bir
anda oldu.
Şehrin zenginleri teker teker
batıya kaydı. Zenginler batıya kaydıkça, özel doktoru, dişçisi, avukatı ve
hatta gazetecisi bile batıda ofis tutarak mekan açtı.
Restoranlar, kafeler, hatta
alışveriş yapılan butik dükkanlar bile mekanlarını şehrin batısına taşıdı.
Sonra
her yer Suriyelilere kaldı.
Mahallemden taşınmam diyenler
bile çevresine şöyle bir baktı, “Beni
buraya bağlayan hiçbir şey yok” dedi ve gitti.
En zengin muhitte kiralar gün
geçtikçe düştü.
Hatta Türkleri aralarında
sokmayan Suriyeli mahalleler bile oluştu…
İşte Bursa’nın kanayan yarası bu
oldu!..
Hatta Bursa’nın seçim vaatleri
arasında yer aldı.
Çünkü mahallede Türkçe tabela kalmadı. Hepsi,
Arap alfabesiyle Arapçaya döndü.
****
Şimdi ise buradan kurtulmanın
yolunu arıyoruz.
Ne yaparsak Altıparmak ve
Çarşamba eski hareketliliğine geri döner.
Burayla ilgili en güzel öneriyi
DEVA Partisi Osmangazi İlçe Başkanı Yasin Gök’ten duydum.
“Bir proje hazırlıyoruz. Burayı tekrar Bursa
mahallesi yapıp hareketliliğini ve eski cazibesini geri kazandıracak bir proje
olsun istiyoruz. Benim fikrim burası tam anlamıyla devlet eliyle kentsel
dönüşüme sokulmalı. Ama Doğanbey TOKİ’leri gibi olmayacak. Mahalle kültürünü
yaşatacak, şehrin siluetini bozmayacak aynı zamanda dar gelirli
vatandaşlarımızın da konut sahibi olabileceği bir proje. TOKİ’lerde öncelik hem
dar gelirlilerin olacak hem de Bursalıların… Ülkemizde onca evsiz vatandaşımız
varken, ‘Misafir’ diye hitap ettiğimiz mültecilerin bir mahalleye tamamen sahip
olmalarını istemiyoruz. Arkadaşlarımız çizimlerle ilgili çalışıyorlar. Ne
olursa olsun bu bölgeyi kurtarmalıyız.”
****
Ben bu öneriyi beğendim açıkçası.
Şimdi ön yargılarınızı bir kenara
bırakırsak ve birazcık milliyetçi gözle bakarsak duruma, bu mahallelerin
Suriyelilerden oluşması kimin hoşuna gider ki…
Bu öneriyi faşist bir yaklaşım
olarak görenler de olacaktır elbette… Fakat onlara da biraz ‘bakış açınızı
değiştirin’ demek isterim.
Nasıl ki, misafirinizin gelip yıllarca
evinizden çıkmaması ve hatta o eve çökmesi sizi rahatsız ederse, beni de şehrime
çöken ve kendi kendilerine adeta devlet gibi yaşamaya başlayanlar rahatsız
ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder