Pandemi gölgesinde Merve Özbey konseri…
Ege Üniversitesi’nde idealist bir öğrenciyken mezun olduktan sonra ne yapacağım konusunda pek bir bilgim yoktu ama ne yapmak istemediğimi gayet iyi biliyordum.
Birincisi magazin, ikincisi kadın
programı…
Yıl
2013. Staj programı için İstanbul’da Beyaz
TV ile anlaştım.
Peki ilk
işim ne oldu?
‘Şebnem Kısaparmak’la Yaz
Günleri’ adlı
programda (kadın programı) reji asistanlığı!
El
mahkum mecbur yaptım…
Program
iyi idi de reji asistanlığı bana göre değildi. Prodüksiyon daha çok benim
kalemimdi…
Kulakları
çınlasın, İç Yapımlar Sorumlusu Ayşe Kök,
beni asistanı olarak aldı yanına. Bendeki öğrenme isteği ondaki öğretme isteği,
kısa süre içerisinde beni stajyerlikten
çıkardı…
Yeni dönem başlayacakken, yeni programların
kadroları da oluşturuluyor. İki programda ismim vardı.
Biri ‘Söylemezsem Olmaz’ adlı magazin
programı, diğeri ‘Sosyal Medya’
programı…
Adımı bu
programlarda görünce haliyle şaşırdım. Çünkü ben nihayetinde bir stajyerdim…
Yapımcımız Ayşe Kök, bana güvenmiş
ve artık işe başlamam gerektiğini belirterek programa yazmış. ‘Sosyal Medya’
programında hiç çalışmadım. Ama ‘Söylemezsem
Olmaz’ın kuruluşunda emeğim var diyebilirim.
Peki
nereye vardım buradan?
İkinci
işim de hiçbir zaman yapmam dediğim
magazin programı oldu.
***
Şunu fark ettim ki, ‘Ben hiç magazin
sevmem, takip etmem’ diyenlerin bile her şeyden haberdar olduğu bir ülke burası… İşte benim de
içimden bir magazin fırtınası çıktı…
Meğerse
ben magazin dünyasını çok seviyormuşum.
Bir kere
magazine elini kaptırınca her şeyini alıyor. Hala daha Instagram’da magazin sayfam vardır…
Binlerce
kişinin konserine gittiği, hayran kitlelerinin olduğu, oyunlarına gitmek için
bilet bulmak istediği, sinema oyuncuları vs…
Hemen
hemen hepsiyle oturup sohbet etme imkânı buldum.
Kimiyle
zevkliydi sohbetim kimiyle sıkıcı… Ama işim gereği onları ağırlamak ve rahat
ettirmek zorundaydım.
***
İşte Merve Özbey’le de bu şekilde
tanışmıştım…
Henüz 25
yaşında, kendine güveni tam. “Vurur yüze
ifadesi, bulur seni bitanesi” sözleri sosyal medyada viral olmuş, genç bir
sanatçıydı…
Canlı
yayına çıkacak. Mikrofon takarken, ‘Şarkı
söyleyecek misin?’ diye sordum. ‘Evet’
diye cevapladı. El mikrofonunu ayarlamamız gerekiyordu. ‘Sesi ne kadar açık olsun?’ diye sordum. ‘El mikrofonuna gerek yok, çıplak sesle, yaka mikrofonuyla söylerim’ dedi.
Şaşırdım…
Bu
konuşmayı şöyle açıklamam gerekiyor. Şarkıcılar,
genel olarak seslerine güvenmediklerinde mikrofonun sesini oldukça yükseltir,
mikrofon sesi yükseldikçe kendini daha iyi hisseder ve daha güçlü söylediğini
zanneder… İşte Merve Özebey’in yaka mikrofonundan çıplak sesle şarkı
söyleyecek olması beni aşırı derece şaşırtmıştı.
İtiraf
edeyim o zamana kadar kendisini hiç dinlememiştim. Ama o gün karşımda o güçlü
sesiyle tüm şarkıları, doğru tondan yüreklere işleyerek okudu…
O gün
başladı benim onun sesine olan hayranlığım. Olabildiğince konserlerine gider ve
onu dinlemeye çalışırım.
***
Pandemi nedeniyle neredeyse 2 sezondur kapalı olan Jolly Joker açılışını Merve Özbey’le yaptı.
O güçlü
sesi özlediğimi tekrar itiraf etmeliyim…
***
Jolly Joker, pandemi şartlarını
tam uyuyor mu?
Çalışanların
hepsi tam uyuyor diyebilirim. Her birinde maske var, temiz ve hijyen sahibi,
sürekli dezenfektan kullanılıyor.
İçeriye
sınırlı sayıda dinleyen alınıyor. Eskiden olduğu gibi ayakta sıkış sıkış bir
konser dinleme durumu artık yok. Herkesin masası var, masasının kodu var. Bir
öne veya arkaya geçme şansınız yok!.. Masaların mesafesi de gayet açık. Kimse
birbirine değmiyor, (Fazla oynamadığı sürece tabi…)
Peki, konseri dinlemeye gidenler
de uyuyor mu bu kurallara?
Hayır!...
İşte
burada iş kendinize düşüyor.
Lütfen
kendinizi, kendiniz için koruyun.
***
Merve Özbey, muhteşem başladı. Hatta ilk sahnede gördüğümde 7
ay önce doğum yapmış bir annenin kendini bu kadar toplamasına şaşırdım.
Parlak
ama sade mini etekli elbise ile sahneye çıktı. Şarkıları, dansları muhteşemdi.
Hele seyirciyi coşturması…
Yaklaşık 2 buçuk saat sahnede
kaldı. Eğer izin olsaydı, daha da devam edecekti. Seyirciler de dinlemeye devam
edecekti tabi… Ne tempo düştü, ne de enerji…
Konserin
ikinci yarısında üstünü değiştirdi. Açık göbekli bir buluz ve pantolon giymişti
bu sefer… Göbeğindeki yağlardan yakındı. “33
yaşındayım, 32 yıldır göbeğim var, yağlarım sarkıyor. Ama artık aşılıştım,
eskisi gibi saklamaya çalışmıyorum, çünkü vücudumdan utanmıyorum” dedi.
Biraz
magazin habercilerine gönderme yapmış olsa da dobralığıyla her zaman olduğu
gibi seyircilerin gönlünü kazanmayı bir kez daha bildi.
Hayatında
hiç Merve Özbey konserine
gitmeyenler için tavsiyem, mutlaka ölmeden önce bir kez onun konserine
gitmeniz…
İnanın pişman olmayacaksınız.
Bu yazı 17.08.2021 Tarihinde YeniDönem
Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder