Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üç mü, iki mi, bir mi, hiç mi?

Yeni kabine belli oldu. Bursa’danki bakanlar Bursa basınının en önemli gündem konusu tabi ki. “Bursa’ya büyük jest, Bursa’nın üç bakanı, Bursa’dan kralı yok” gibi başlıklar tabi ki başlıkları süsleyecektir. Ona bir şey dediğim yok. Ama anlamlandıramadığım bazı konular var. Bursa’dan kaç bakan var? Bursa milletvekilleri Mehmet Müezzinoğlu, Efkan Ala bonus olarakta Şanlı Urfa milletvekili Faruk Çelik konuşulan isimler arasında. Mehmet Müezzinoğlu; Gümilcine’de doğdu, İstanbul İmam Hatip Lisesine gitti. Öğrenimini Afyon’da tamamladı. Ardından da Cerrah Paşa Tıp Fakültesi’ni bitirerek doktor oldu. İstanbul AK Parti il başkanlığı, 2007’de İstanbul milletvekilliği, 2011’de Edirne milletvekilliği, 2015 7 Haziran’da Bursa milletvekiliği, 2015 1 Kasım’ında da Bursa milletvekili olarak seçildi. Bugün kabinede Sağlık Bakanı olarak görevini sürdürüyor. Efkan Ala; Erzurum Oltu’da doğdu, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. İş hayatında hiç Bursa’da gözükmüyor. Bu...

Türkiye'de kan akmaya başlamışken

Siirt Kurtulan İlçe Jandarma Komutanlığı'na roketatarla saldırı. Erzincan Kemah'ta Erzincan-Divriği posta treninin geçişi esnasında el yapımı bomba patladı. Polisin Şehit olduğu olayda yaralanan terörist yakalandı. Bir terörist Şanlıurfa Ceylanpınar’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 3. Hudut Alay Komutanlığı unsurlarına silahsız ve teçhizatsız olarak teslim oldu. Hazırladığı bomba elinde patlayan terörist öldü. Hakkâri Yüksekova-Dağlıca karayolunda bölücü terör örgütü mensubu teröristler tarafından konulan bir adet el yapımı patlayıcı düzeneği tespit edilerek, yerinde imha edildi. Adanda Yumurtalık'da IŞİD üyesi 3 kişi yakalandı. Bunlar Genelkurmay Başkanlığının resmi internet sitesinde yayınlanan bir günlük açıklaması. Ayrıca; İstanbul'da Sultanbeyli karakoluna bombalı intihar saldırısı yapıldı. Çatışma çıktı. 2 terörist öldürüldü, 1 polis şehit oldu. ABD konsolosluğuna silahlı saldırı yapıldı. Bir gün içerisinde bunlar olurken. Cum...

Türkiye 'kan'a bulanıyor

Çözüm süreci dediklerini ne malum bir şey ise, terör bitecek, analar ağlamayacak diye diye, her şeye göz yumarak, bu hainleri bu hale getirdiler... Güneydoğu, Doğu bölgelerini boş versenize siz. İstanbul'da patlayan bombalara ne diyeceksiniz, masum insanların ölmesine, polislerimizin, askerlerimizin şehit olmasına? Ne oldu? Normalleşmeye mi başladık? Her gün gelen Şehit haberlerine kulaklarınızı nasıl tıkıyorsunuz? Devlet adamlığı, öyle şehit cenazelerine gitmekle olmuyor işte... Siz de bunu gayet iyi biliyorsunuz ama cenazelere gitmekten başka bir şey de gelmiyor elinizden değil mi? O teröristin elinde, o roket atarın ne işi var? Terörü bitireceğiz diye göz yumduğunuz o ilaç sevkiyatları teröristlerin elinde mi yoksa? Kan'ıma dokunuyor. Gencecik arkadaşlarımızın  şehit haberlerini almak. 1994 yılında doğmuş, 1995 yılında doğmuş çocuklarımız onlar bizim. Eyy çok sevgili yöneticilerimiz. Unuttunuz galiba o tarihlerde sizler yine yöneticiydiniz. Bu terör o ...

Er mektubu görülmüştür

Anneciğim, babacığım, nişanlım. Bu size ilk ve son mektubum olabilir. Bu mektubu elinize çok sevmediğim komutanlardan biri de getirebilir. Alışık değilsiniz tabi böyle mektuplara özellikle asker mektuplarına. Anneciğim sana en son mektubu babam askerdeyken yazmıştır herhalde. İnanın bu mektubu size yazmayı hiç istemezdim. Özellikle nişanlıma hiç yazmak istemezdim. Telefonların kısa mesajları, dururken. Arayıp sesinizi hatta görüntünüzü görebilecekken böyle bir mektup yazmak, inanın benim için de çok zor. Ama başka türlü size nasıl anlatabilirdim bu durumu bilmiyorum. Yakında Adana'dan sevgili Coni, Toni ve Hans kardeşlerimizle beraber Hatay'a doğru yola çıkacağız. Bu arada hiç bahsetmedim size Coni, Toni ve Hans yabancı değil. Bizim NATO'dan arkadaşlar. Savaş başlayacakmış. Tarihlerimiz falan belli ama bize açıklamıyorlar. Sadece bir kaç duyum alıyoruz.Görev kağıtlarımız verildi. Önce uçaklar gideceğimiz yerleri bombalayacak daha sonra biz öncü grup olacağız orad...

Bom bom bom...

DEAŞ/IŞID: "Bizler, Allah için savaşıyoruz ve bu yolda ölümü göze aldık ölüyoruz, ŞEHİT oluyoruz... Allahu ekber." PKK: "Biz Kürt halkının ve ezilen bütün halkların kardeşliği için savaşıyoruz, ölüyoruz, ŞEHİT oluyoruz. Yaşasın Kürt halkı." DHKPC: "Komünizm eşitliktir, Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir, Ulaş bu amaç uğruna öldüler. Bizde ölürüz, devrim ŞEHİT´i oluruz.. Hüseyin, Mahir, Ulaş özgürlüğe kadar savaş." Vay arkadaş ne çok şehit olan varmış. Onlar yüzünden, vatanını korumak için şehit düşen asker, hain saldırılarda arkadan vurulan polis, tek suçu savaş istememek olan onlarca genç, durduk yere alışveriş yaparken bombanın patlamasıyla ölen anneler babalar varken Kusura bakmayın, Cennette sizin gibi  şehitlere (!) yer yok...                    *** Korkma Arkadaş... Suruç´ta bomba patladı maalesef onlarca genç öldü. Ardından her şehirden bomba ihbarları gelmeye başla...

Eyy Milletim!

Hatırlayın, unutmayın, bizden önce... 2002'den önce devlet hükumet kuramıyordu. Her parti lideri birbirleriyle kavga ediyordu. Çözümler yoktu, hizmet yoktu. Hatırlayın Eyy Milletim. Biz tek başımıza geldik. Ülke huzur ve refaha kavuştu. Duble yollarla döşedik yurdun dört bir yanını... Hakkari'de hava alanı yoktu. Kim yaptı? Biz yaptık Eyy Milletim . Metro yoktu, yüksek hızlı tren yoktu, tablet yoktu, dokunmatik telefon yoktu. En yeni araba 2001 modeldi. Şimdi her yer metro, her yere metro, Hava alanı, köprü yaptık. 'Şey pardon biraz abarttık galiba doğa falan yok olmuş' ama biz ülkemizin 3 katı büyüklüğünde ağaç diktik. Bunların hepsini biz yaptık. Terör yoktu, bitmişti, biz geldik onu da getirdik Eyy Milletim... Demokratik açılım getirdik, teröristleri meclise soktuk. Bunlar bizden önce var mıydı? Yoktu... Hepsini biz yaptık. Ergenekon bir destandı, biz o destanı tekrar yazdık. Unutmayın bunları... Bu CeHaPe yok mu, bu CeHaPe size ekmeği kar...

Aferin Size!!!

Dede biliyor musun, bir ülke de öldürmekte ölmekte yasakmış. Öldürmek her yerde yasak kızım. Ama ölmek yasak olur mu hiç, ölenleri ne yapıyorlar? (Hafif gülümsemeli ) bilmem. Mezarıyla beraber hapise atıyorlardır herhalde. Keşke bizim ülkemizde de ölmek yasaklansa. Neden kızım? Bizim ülkemiz de çok kişi ölüyor dede. Bir yere böyle bir kadın kendine bomba bağlamış kendini patlatmış 32 kişi ölmüş. Bence ölmek bizim ülkemizde de yasaklanmalı. Yasak olsa o kadın kendine bomba bağlayıp ölmezdi hem değil mi? Doğru söylüyorsun kızım aferin . *             *             * Çocuk gel bakayım buraya Buyur ağabey? Elindeki ne evladım senin? Silah ağabey Görüyorum da ne yapıyorsun onunla? Boncuk atıyor bu silah ağabey, bende bocuk atıyorum . Kime atıyorsun? (kocaman gülerek) kimseye atmıyorum yaavvv öyle atıyormuş gibi yapıyorum. Korkutuyorum ağabey....

Ulaşım da bir numara şehrim...

Üniversite'de okurken beni özleyen aileme sürpriz yapmak için bir anda 17 aracına bilet aldım ve otobüse bindim. Bursa'ya geleceğimden de kimsenin haberi yoktu. Planıma göre 17 aracı 22 de Bursa terminalinde olacak, oradan 95 no'lu sarı otobüse binerek Esentepe'ye geleceğim, oradan da Mudanya minibüslerine binerek Güzelyalı kestirmesinde inecek, eve yürüyecektim. Tahminlerime göre 23.30 civarlarında evde olacaktım.  Ama beklenmedik bir şey oldu. Bindiğim otobüs Balıkesir'e gelmeden yavaşlamaya başladı. Koskoca duble şeritli yolda adeta saatte 40 km hızla gider olduk. Zar zor Balıkesir terminaline girdik. Herhalde otobüs değiştiririz artık dedim. Ama yolcu bindirip indirene kadar otobüsün motoruna baktılar bir şeyler yaptılar, aynı otobüse tekrar bindik. Balıkesir'den hızla çıkan otobüs susurluğa gelmeden tekrar arızalandı bu sefer baya bildiğin dörtlüleri yaktı kenara çekti.Herhalde arkadaki başka otobüse bineceğiz derken, İzmir'den kalkan 18 aracı geld...

Allah aç bırakmasın arkadaş

Bir aydır ramazan coşkusuyla, acısıyla tatlısıyla oruç tuttuk. Yani en azından bir kısmımız oruç tuttu.   Ama ben şunu merak ediyorum. Hangimiz sabah kalktığında akşam yemekte ne var acaba diye düşünmek yerine 'vay be gerçektende aç uyanmak böyle bir şey demek ki' diye düşündü, yada ezan okunur okumaz orucunun kabul olması duasını etmek yerine, Tanrı'nın insanları aç bırakmaması dileğinde bulundu, ya da ne bileyim sevap kazanmayı düşünmek, cennete gideceğini hayal etmek yerine gerçekten aç insanların var olduğunu ve bu dünyadaki sefaletlerini düşündü? Ben sevap kazanmak için oruç tutmadım arkadaş... Bunu her dediğim de, beni oruç tutmuyor sanarak dinsiz ilan edenler oldu ama bir şey diyemem tabi. Ben orucumu aç insanları düşünerek tuttum. Ve biri karşımda bir şeyler yiyip içtiğinde onlara hiç kızmadım. Çünkü ben 11 ay boyunca aç insanlar karşısında bir şeyler yiyip içiyorum, onlar bana kızıyor mu? Hatta bazıları gelip benden bir şeyler istiyor da, ben yüz vermiyorum...

Burtvin'den Selamlar...

Artvin'in üstü 'altın'dan değerlidir. Biliyorsunuz, Bursa'da Artvin'den daha çok Artvinli var. Hal böyle olunca Artvin'deki kıyıma Bursa'dan dur dememek olmaz haliyle. O zaman DUR... Artvin yaylaları, Artvin dereleri, Artvin ormanları Burtvinliler için yaşam kaynağı, bu yaşam kaynağını ellerinden almazsınız. Bir yılın 11 ayını köpek gibi fabrikalarınızda çalışarak geçiren, şehrin yorgunluğu ve stresiyle psikologlara düşecek kadar psikolojileri bozulan, Burtvinli hemşerilerimizin yaşamaları için Artvin'in yaylalarına, derelerine, ormanlarına ihtiyaçları var. Bunları ellerinden alırsanız ne kalır geriye? Şimdi Artvin'den külçe külçe altın çıksa neye yarar ki, kaç kişi kullanır o altınları. Altın çıkınca Artvin halkı zengin mi olacak yani? Öyle olsa Afrika'da bugün insanlar açlıktan ölmezdi. Sömürgeci devletlerin sömüre sömüre yaptığını bugün bizim devlet doğuya yapmıyor mu, oraların etinden, sütünden, derisinden yayarlanıp gerisini koyve...

Sinopsis

Ben hep sinemacı olmak istedim. Gittim bölümünü okudum. Bu ülkede dizilere, filmlere dava açılıyorsa, insanlar bu dizi,filmlerden etkileniyor demektir. Ehh etkileniyorlarsa da mesajlar doğru şekilde ulaşılıyor demek. Ben de bu yüzden bir hikaye yazayım dedim. Belli mi olur belki ilerde filmini de çekerim. Hikayem kısa ve öz hemde dava açılacak cinsten. Kısaca bahsedeyim. Koray ile Menekşe Koray 12, Menekşe 14 yaşında iki kardeştir. Ailesi ve arkadaşları ile birlikte Ankara'dan,  Sivas'a şenlikler için giderler. Sivas'a vardıklarında Koray ailesiyle birlikte annesinin bir akrabasına gider. Menekşe arkadaşlarıyla birlikte kalır. Şenliklerin ilk günü hem eğlenceli hemde yorucu geçer. Burciye medresesinde imza günleri, söyleşiler yapılır, şar...

Hikaye olur, otobüse binemezsin…

Zengin olmak zor zanaat arkadaş… Hele hele milyarlarla oynamak daha zor. Jetlerin olacak, çalışanlar, villalar, yalılar, hanlar-hamamlar falan olacak. Bu para bir yerlerden akacak. Bazen nereden ne gelirin olduğunu bile unutacaksın. Bazen nereye ne vereceğini de… Muhasebeci ordun olacak, avukat ordun, devletten çok kişi çalıştırdığın unutulmayacak. Ha haa trafikte neymiş ulan, şehir içine helikopter, şehir dışına özel uçak kullanacaksın. Bu kadar paranın bu kadar derdi olmaz mı hiç? Tabi ki olacak mesela bu zengin amcalarımızın en sevmediği dönem seçim dönemleridir. Çünkü kime ne destek verseler de bu mallarını koruyabilseler diye kara kara düşünürler. Seçim sonucunu kestirebilmek zorundadırlar. Hükumet ile, ters düşmemek gerekmekte sonuçta. Büyük adamların büyük kayıpları olur. Bu kadar zengin bir adama dahi, dayarsın vergi borcunun faizli halini hoop bir bakmışsın tepetaklak olmuş. Helikopter, uçak hikaye olur, otobüse binecek bilet bulamazsın. Bu yüzden kimi zaman...

Yıl M.S 2015

Yıl: M.S 2015 Ben fark edemedim de bizi kim yönetiyor şuan.  15 gün önce seçim yapıldı. Ondan  2 ay öncede meclis kapandı. Şimdi yeni vekiller yemin etti, hükümet kurulacak ama meclis ekime kadar tatilde. Bu sırada dolar çıkmışmı kalmış mı, piyasalardaki durum ne,  patates fiyatı ne oldu, düğün sezonu açıldı, ramazan geldi...  Hayat devam ediyor ama devlette şuan kesin olan tek şey Cumhurbaşkanı hakimiyeti. O da bi kaç gün sonra kendine gelebildi gerçi. Halktan tokat yemek her baba yiğidin harcı değil sonuçta.... Gelin tarihte biraz gezinelim... Yıl; m.s 2015 Türkiye seçime hazırlanıyor... Mevcut hükümet koalisyon hükümetlerinin ülkeyi çıkmaza soktuklarını reklamlarla ve tv oturumlarıyla halka anlatmaya çalışıyordu. Yani kendi hükümeti dışındaki her hükümetin ülkenün geti kalmışlığında hatası olduğunu anlatıyordu. Kendilerinin bu gekeneği yıktıklarını ve çok kafadan ses çıkmaması yerine tek kafadan ses çıkması gerektiği tek tek çaktıra çaktıra halka dikte etmeye çalı...

HAYAL OLDU

Hayal oldu Sandıklar açıldı. AKP cephesinde; 400 milletvekili hayal oldu, tek başına iktidar hayal oldu, başkanlık sistemi hayal oldu, duble yollar hayal oldu, üçüncü,dördüncü hava limanları, köprüler falan hep hayal oldu. Hızlı trenler hayal oldu. Hedef 2023 hayal oldu. Milletvekilleri hayal oldu. Başkanlık sistemi hayal oldu. CHP cephesinde; Kılıçtaroğlu’nun başbakanlık hayalleri hayal olmaya devam etti, emekliye ve asgari ücretliye zamlar hayal oldu, ön seçimlerin heyecanları hayal oldu, Kılıçtaroğlu’nun CHP’nin başından gitmesi yine hayal oldu, muhalefetin muhalifliği bile hayal oldu. MHP cephesinde; İktidar hayal oldu, ülkücü gençlik hayal oldu, uzun iktidar bekleyişleri hayal oldu, AKP’yi düşürme istekleri hayal oldu, üç basamaklı milletvekili çıkarmaları bile hayal oldu. Teröristlerle iş birliği yapanlardan hesap sormak hayal oldu, ülkeyi soyanlardan, parsel parsel satanlardan hesap sormak hepsi birer birer hayal oldu; SP cephesinde; Milli ittifak hayal oldu, ...

GEL'in GEZİ'lenelim

Tarihte GEZİ'intiye çıkalım istedim. Siz yaşlılar pek bilmezsiniz, biz gençler iyi biliriz o günleri... Türkiye hiç böyle bir dayanışma görmedi. Önce öğrenciler gitti, nöbet tuttu her bir dalın altında, bir zarar gelmesin istedi tek bir yaprağa. Sonra bir şafak baskınında saldırıya uğradı. Silahları, bir kaç kitap, bir iki kalem ve aşırı yüklenmiş beyincikler... Neye uğradıklarını şaşırdılar tabi... Ama çok değil sabaha karşı toparlanıldı. Hiç bir fert yerini terk etmedi. Zararları büyüktü ama insanlıkları daha büyük oldu. Sonra daha fazla kitap, daha fazla kalem, daha fazla beyin oldular. Düşman, durmuyordu sürekli saldırıyordu. Biz bir ölüp bin diriliyorduk adeta. Bir avuç kara parçası milyonların yurdu oldu. Her geçen dakika daha da arttı. Sadece gençler değil, yaşlılar, engel tanımayanlar, çocuk olmak istemeyenler, eğitimciler,  işçiler... Toplumun her kesiminden beyincik oradaydı. Para geçmedi. İnadına geçirmedi... İnadına dayandı, beraber topladı, beraber yedi, bera...

“PAŞA” ÇOK TERS BİR ADAM

Çok ters zamanlarda, çok ters işler yaptın be paşam… Ne güzel gidecek ege kıyısında güneşin tadını çıkaracaktın, belki o zaman bu kadar çokta yaşamazdın… Ama sen ne yaptın ege kıyısında yan gelip yatarak emekliliğin tadını çıkarmak yerine, gittin Genel Kurmay Başkanı oldu. Yok yani oraya neden getirildiğini anlamadın mı? Büyük adamsın sen paşa bilirsin aslında. Bir darbe yapacaklardı, paşalar değişince darbe de olmaz dediler. Şimdi sizden önceki paşalar ne kadar rahtlar öyle değil mi? Bak kimse tanımıyor bile onları, ama sen…. Her gün başka birinden küfür yiyorsun…. Üstelik darbe yaptığınız dönemlerde hayatta olmayanlardan bile küfür yiyorsun. 98 yıl dile kolay, bir asır neredeyse… Ben, çeyrek asrın bedelini ödeyemezken sen bir asrın bedelini ödeyeceksin şimdi. Peki o astırdığın 17 yaşındaki Erdal Eren? Şimdi seni bekliyor olacak orada, o hakim kürsüsünde sen sanık kürsüsünde…. Şu hayatta herkes bir gün illa ki senin yüzüne gülmüştür… Peki ama şimdi kaç kişi ağlar ar...

Son Otuz Metre

Start verildi, Ak parti yarışa hazineden alınan para ve iktidar olması nedeniyle önde başladı. Hızlı bir şekilde ilerliyor. Onu baya bir boy farkıyla CHP takip ediyor. Parti içi yeni devrimler ile iyi bir sıçrama kaydetti. Gözle görülür bir farkla arka kulvardan MHP geliyor. Milliyetçilik her zaman idealleri olmuştu. Hazineden para almadan katılan HDP daha yarışa katılabilmiş değil. Israrla çıkmak istiyor ama bir türlü kapı açılmıyor. Ak Parti yeni jokeyi ile yola devam ediyor ama jokey biraz ağır galiba bir türlü hızlanamıyor. CHP zayıflığını kullanarak sıçramalar yapmaya devam ediyor. MHP gençliğin gücüyle yarışa devam ediyor. HDP’nin kapısı açıldı ama hala iplerinden kurtulamadı. AK Parti yavaşlamaya devam ediyor. Son otuz metreye girerken eski jokey tarafından desteklenmeye başlandı. CHP devrimlerinin meyvesini toplamaya başladı ama çok değil birkaç adım sadece. MHP Turan aşkıyla yarışı sonuna kadar mücadele edeceğini ve kaybetmeyeceğini söylüyor. HDP kapıs...

SÖZ VERİYORUM

Daha beni tanımıyorsunuz ama buradan takip ettikçe tanırsınız. Şimdiden 2019 genel seçimlerde milletvekili aday adayıyım ama henüz bir partiden değilim. Bu yazım beni partisine alacaklara ve beni seçeceklere vaatlerimdir. Söz veriyorum… Milletvekili seçildiğimde iktidar partisinin her türlü çıkarını koruyacağım. Milletvekili maaşlarını yüzde 100, işçiye yüzde 0.5, memura yüzde 0.6, emekliye yüzde 0.01 oranında zam yapılması önerilerinde bulunacağım. Başbakan, bakan, hatta Başkan/Cumhurbaşkanı yalakası olacağım… Askerimizin yan gelip yatmak yerine komşu ülkelere savaşması için yollayacağım. PKK bitmeyecek… Doğu ve Güneydoğu bölgesinde rant sağlayan adamlarımızı yerleştireceğim. Terörden beslenmeye devam edeceğim. T.C lafı edilmesini dahi yasaklatacağım…. Gazete, dergi ve televizyon hatta sinemaya sansür uygulayacağım… Halkın özgürlüğü yerine, kendi cebimi düşünmekten kendimi alıkoyamayacağım. Eşim, dostum, akrabam ve yakınlarımı devlette kamu da en yüksek mertebel...

DOMATES’İN KISA TARİHİ

Pazardaki meyve sebze fiyatları neden bu kadar yüksek? Bir meyve-sebzenin tüketiciye gelene kadar satışlarından kimler kazanıyor? Her seferinde üretici de tüketici de fiyatlardan memnun olmaz iken aracıların memnun olduğunu nereden çıkartıyoruz? Bir sebzenin kısa tarihini yazalım bugün bu sayfaya…. Sofraların olmazsa olmazı domates, aslında bir yaz meyvesi ama seracılık başladığından beri yaz kışın da yetiştirilir. Şu dönemde sera olmayan domates bulmak ise çok zor. Daha mevsimi değil çünkü. Halk alışverişini pazardan yapar. Pazarda domatesin KG fiyatı ise 5 lira. Üretici domatesi yetiştirmek için önce bir sera kuruyor. Yağmur çamur demeden o domatesi yetiştirmeye çalışıyor. Rüzgâr çıkmazsa sel basmazsa Antalya'da domates yetişiyor. Tohum ekilir, sulanır, büyür, filizlenir domates olur. Sonra kilosu 50 kuruştan toplanır. 10 kilosu 5 lira yani. Bir işçi geçinebilmesi için günde 60 kilo toplamalı. Yer sahibi kilosunu 80 kuruşa alıcı bulabilirse ne ala… hadi ben iyimser o...

ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, BENZİN GERİSİ MUAMMA…

ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, BENZİN GERİSİ MUAMMA… Her seçim öncesinde görmeye alışık olduğumuz ve memnun kaldığımız hatta her sene seçim olsa dediğimiz hareketlerdi bunlar. Seçime girerken, elektrik, su, doğalgaz ve benzin fiyatlarında ki indirimlerden bahsediyorum. Bu seçimin ayrıcalığı belki de burada. Hiç birinde indirim olmadı. Hatta zam bile geldi. Ee haliyle vaatler de ekonomi yönünde olmaya başladı. Ama, Ak Parti’nin bundan çıkarı ne,  diye sormak geliyor içimden. Yani zammı yapan sizin politikalarınız, hayatı pahalılaştıran da sizin politikanız, işçiyi üç kuruşa mahkum eden de sizin politikanız e sen ne diye ekonomik vaat verirsin ki? Zaten pekte tutmuyor açıkçası. Bu sefer de diğer partilerin seçim beyanında ki ekonomik vaatlere kafayı takarsınız işte. “Kaynak açıklasın, yapamaz, halkı uyutuyorlar” gibi söylemlere girersiniz tabi. Fakat Ak Parti’nin farklı bir bakış açısı var bu seçime. Seçimde yeterli oy oranını alıp meclise en az 330 milletvekili sokabilmenin peşinde ...

Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

TBMM'nin kuruluşu 1920. Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir. İlk kez Kurtuluş Savaşı zamanında kuvvetler ayrılığı ilkesinden dönülerek kuvvetler birliğinin başkanı Mustafa Kemal meclis tarafından 3 ay süre ile görevlendirilmiş ve 3 kez süresi uzatışmıştır. Savaş bittikten sonra görev süresi bitmiştir. Halife'nin kaldırılışı 1922. Cumhuriyet'in kuruluşu 1923. İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 3 kez palemanto tarafından seçildi. CHF tek parti olma özelliğini ilk kez Terakki Perver Fırkası zamanında yitirdi. Lakin kısa süre sonra kapatıldı. Velasıl tek parti dönemi başladı. Başbakan İsmet İnönü, Atatürk'ün ölümüyle Cumhurbaşkanı oldu. Parlamento tarafından 3 kez seçildi. Çok partili döneme geçiş 1946. CHP dışında ilk defa iktidar olan parti. 1950 yılında DP. Şimdi gelelim bu bilgilerin ne işe yarayacağına.... Devlet kuruldu, meclis açıldı, savaş yapıldı, devlet başkanını seçilen Mustafa Kemal'e yetkiyi meclis süreli olarak ve...

Son Yüz Metre

7 nisan da meclis kapanıyor. Seçime son iki ay kaldı. Son 100 metreye girerken Chp atağa geçti ve tarihi bir karar aldı. Genel Başkan Kılıçtaroğlu kendisine ve çecresine yaranmaya çalışan dalkavuklardan sıkılmış olacak ki ön seçim kararı aldı. İyi de yaptı. İlk defa halk chp millet vekillerini tanıdı. Ulusal ve Yerel Gazeteler bol bol para kazandı reklamlardan. Milletvekil aday adayları liseteye girebilmek için her ilçeye her mahalleye her kahveye girmek zorunda kaldı. Kendini tanıttı oy istedi. Yerel tv'ler kendini anlatmak isteyen ve seçilmek isteyen aday adaylarıyla doldu. Akp ve Mhp adayları genel başkanlarına yakın dururken Chp üyelere yakın durdu.    Son yüz metrede güzel bir haraketti. Neden daha önce yapılamadı bu diye soras...

ÖRTÜLÜ BAŞKAN

İki bin iki yılında ilk başa geldiğinde başbakan olamayan Erdoğan geçmişini örter Siirt seçimlerini iptal ederek tekrar seçim yaptı. Muhtar olamayan adam Başbakan oldu ve ilk örtüsünü taktı. Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız demişti laflarının üstünü örterek millet vekili yakınlarını da örttü ve dokunulmaz kıldı.   Biz şehitlerimizin üstünü örterken o pkk'nın üstünü örttü. Yetmedi pkk ile yaptığı görüşmelerin üstünü örttü. Yetmedi pkk ile yaptığı anlaşmalarının üstünü örttü. Yetmedi bebek katilinin, apo'nun, terörist başının üstünü. Önce 'Sayın' ile, sonra 'Öcalan', hatta daha sonra 'Abdullah Öcalan' ile örttü.   Cumhuriyet Mitinglerini, marjinal bunlar diyerek örttü ( hepsini Ergenekon dan içeri attı).    Komutanların alayına demir parmaklık örttü. Öss, kpss ayaklarıyla yandaşlarının üstünü örtmeye başladı. İki bin on yılında 'haksızlık var sorular çalınmış' dendiğinde Ösym en güvenilir kurumdur diyip Cumhurbaşkanını iknaya z...

Ve Selamın Aleyküm

"Yazmasaydım delirirdim" lafı var ya hani, haklılarmış... Artık delirmek istemiyorum. Anlat anlat nereye kadar, artık yazmak lazım. Düşünün ki bu bir köşe yazısı bende yazarı... Az biraz gazetecilik oynamak benimde hakkım bence. Ne de olsa o kadar okulunu okuduk. Vira Bismillah o halde... ★       ★       ★ Dün meclisten iç güvenlik yasası iki dakikalık bir oylama sonrasında geçti. Hayır yani madem iki dakikada onaylayacaktınız o kadar kavgayı neden yaptınız diye sorarlar insana. Kadın erkek demeden yumrukların havada uçuştuğu, zaman zaman hastanelik olan 'vekil'lerin boşa dayak yemesine ne gerek vardı herkes adı gibi biliyordu bu paketin meclisten geceğini. Tayyip Erdoğan da demişti zaten 'öyle ya da böyle bu paket geçecek zorlaştırmayın, zaman kaybettirmeyin' diye ama siz dinlemediniz padişah çakmasına kulak vermediniz... Şimdi aklıma geldi de Tayyip Erdoğan'a tek geri adım attıran gezi parkı eylemleriydi e onda da polis destan yazmıştı.    ...