Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

TBMM'nin kuruluşu 1920. Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir.

İlk kez Kurtuluş Savaşı zamanında kuvvetler ayrılığı ilkesinden dönülerek kuvvetler birliğinin başkanı Mustafa Kemal meclis tarafından 3 ay süre ile görevlendirilmiş ve 3 kez süresi uzatışmıştır. Savaş bittikten sonra görev süresi bitmiştir.

Halife'nin kaldırılışı 1922.

Cumhuriyet'in kuruluşu 1923.

İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 3 kez palemanto tarafından seçildi.

CHF tek parti olma özelliğini ilk kez Terakki Perver Fırkası zamanında yitirdi. Lakin kısa süre sonra kapatıldı.

Velasıl tek parti dönemi başladı. Başbakan İsmet İnönü, Atatürk'ün ölümüyle Cumhurbaşkanı oldu. Parlamento tarafından 3 kez seçildi.

Çok partili döneme geçiş 1946.

CHP dışında ilk defa iktidar olan parti. 1950 yılında DP.

Şimdi gelelim bu bilgilerin ne işe yarayacağına....

Devlet kuruldu, meclis açıldı, savaş yapıldı, devlet başkanını seçilen Mustafa Kemal'e yetkiyi meclis süreli olarak verdi. (Mustafa Kemal kalkıpta bu yetkiyi bana süresiz verin demedi yada yetki kensindeyken süreklileştirmedi.)

Her fırsatta tek parti dönemini en kötü şekilde eleştiren, CHP'nin tek parti döneminde terör estirdiğini ve Demokrat partiyi savunan Tayyip Erdoğan ve Akp yandaşları, Adnan Menderes, Celal Bayar,  Fuad Köprülü'nün de Chp millet vekili olduğunu hep unuttu.

Ama şuna dikkat etmek gerekir ki, Chp hükümet te olsa parlamento idi. Hükümetin parlamentoya hesap vermesi gerekiyordu. Yani Erdoğan'ın dediği gibi bir dikta veya diktatörlük yoktu. Olsa meclis ve vekiller asla onları başta tutmazdı.

Peki Başkanlık sistemi nedir?

Basın algı operasyonuna başladı bile. Dikkat edin şuan da Başkanlık Sistemi olmalı mı, olmamalı mı diye tartışmıyoruz. Türk tipi mi yoksa başka türlü mü olacak diye tartışıyoruz.

Erdoğan da zaten son bombasını patlattı.

"Parlamento işe yaramıyor, artık bekleme odası olmalı" diyor...

Azıcık düşünmek gerek 7 haziranda seçim var.

Ne olacağını bilemem tabi...

Hadi anladık Akp vekilleri ve yandaşları kukla, onlara oy verenlerde kör yada çıkarcı. Onlar mecbur da.

Akp'ye oy vermeyenler ne olacak?

Ama Erdoğan ilerde bir gün Devlet başkanı olursa o sarayın balkonuna çıkıp "ben sadece bana oy veren %50'nin değil herkesin başkanıyım" diyecek.

İşte bir tek buna eminim.