Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir küçük incir meselesi vardı!

  Kraliçe II. Elizabeth öldüğüne göre, artık ‘Kraliçe inciri’ olarak satılamayacak Bursa’nın siyah inciri… *** Bu yıl  incir üreticisi için çok kötü  geçti. Yavaş yavaş sonlara gelinen incir mevsiminin kazananı;  üretici olmadı, tüketici de olmadı, aradaki tüccar da olmadı!.. Ne anladık bu işten. Öyle bir meyveymiş ki,  geçen yıl servet kazandıran incir, bu tüm paydaşlarını resmen batırdı!.. **** Bu soruna Bursa’da ilk olarak  İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu  dikkat çekmişti, ben de 22 Ağustos 2022 tarihinde  “ İYİ Parti Bursa'da incir üreticisinin sesi oldu”  başlığıyla okuyucularıma duyurdum. Ardından konunun peşini bırakmadım ve  Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ’a, incir üreticisi için bir programınız var mı diye sordum ve cevabını,  “İncirler olana kadar yapılsaydı bari”  başlığıyla tekrar gündemde tuttum. Kısa zamanda da  Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Tarım ve Peyzaj A.Ş  aracılığıyla iki yıl önce...

SEAL'de kıyafet krizi…

Resim
  Hikayenin en başına dönelim… Mudanya Sami Evkuran Anadolu Lisesi ’nde (SEAL) öğrencilerin başı  giydikleri okul kıyafeti nedeniyle derde giriyor!.. Hikayeye başlamadan önce,  tek tip kıyafet yönetmeliğinin önemine dikkat çekmek istiyorum.  Eğitimde tek tip kıyafet yönetmeliği, fakir çocuğun, zengin çocuk karşısında ezilmemesi için önemlidir. Buradaki amaç herkesin aynı kıyafeti giyerek kimsenin kimseden üstün olduğunu ve kimsenin siyasi görüşünün, dinin, kültür ve geleneklerinin, töresinin, eğitim nezdinde bir ayrımı olmadığını belirtmek içindir.  Aslında türban yasağı  da bu düşünceyi deliyor ama olsun, toplum nezdinde artık o kabul edildi. Neyse hikayeye geri dönelim… **** SEAL’ in 11 yıldır okul kıyafeti aynı.  Siyah pantolon, gri tişört. Kışın ise kapüşonlu gri ve siyah sweatshirt. Geçen yıl, öğrenciler bir tasarım yaparak tişört yaptırdı. Okul yönetiminden de bu tişörtü okulda giymek için izin istedi. Yönetimden izin çıktı. Siyah tişörtün göğüs ...

Biz mi kurtaracağız dünyayı?

  Aslında dünyayı   zenginler kirletiyor. Ama tüm  suç fakirlerin oluyor!.. **** Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı , vatandaşlara tasarrufla alakalı tavsiyeler içeren bir kitapçık yayımladı. Kitapçıktaki maddeler sosyal medyanın diline düştü. Banyoya kum saati koyun, 4 dakikadan fazla duş almayın. Kısa mesafelerde yürüyün veya bisiklet kullanın. Evinizin duvarlarını açık renge boyatın. Binaların güney cephesine yaprak döken ağaçlar dikin. Kışın perdeleri açın, içeriye güneş ışığı girsin. Radyatör arkasına yalıtım levhası yerleştirin ve önüne mobilya koymayın, ana girişlerde çift kapı ya da döner kapı kullanın. Gereksiz yere ani fren yapmayın, gaza basmayın. Araç bekleme halindeyken kontağı kapatın. Araçta hava akımını engellemek için camları açmayın. Bagajda bulunan gereksiz eşyaları çıkarın. Çamaşır ve bulaşık makinesinde ön yıkama yapmayın. Çamaşırları asarak kurutun, kurutma makinesi kullanmayın. Bulaşıklardaki kaba atıkları yemekte kullanılan peçeteyle temizleyin. K...

BURULAŞ ayda 70 milyon zararda!

Resim
Belediyelerde normalde iştirakler kar amacı gütmeyen kurumlar olmalıdır.  Şehrinde bulunan insanların her birine hizmet götürebilme ve satın alma gücünü en yoksul vatandaşa bile indirebilme aracı olması gerekiyor. Fakat, ufak da olsa bir kar amacı gütmesi… Yani maaliyetlerini çıkardıktan sonra kar edebiliyor olması,  o kurumu daha fazla büyütmek için kullanılması gerekir. Mesela,  BURULAŞ… Vatandaşın seyahat hakkını en uygun ve kaliteli şekilde kullanabilmesi için var. Zira alternatifleri de (Minibüsler, dolmuşlar, taksiler) mevcut. Fakat, BURULAŞ herkes için var. BURULAŞ’tan elde edilen kar ile mesela BursaRay hattı büyütülebilir, yeni otobüsler alınabilir ve ulaşım ağı gelişebilir. Aynı zamanda  daha fazla ayrıcalıklı kişiye indirim sağlanabilir, hatta bedava yolculuk yaptırılabilir. Bursa ulaşımdan kazandığını tekrar ulaşıma yatırmalıdır. Bu aslında BURULAŞ için gerekliliktir. Fakat öyle çok yanlış yapıldı ki bu şehirde… Mesela  ‘Helitaksi’ , mesela ‘ deniz u...

Markette oyuncak kütüphanesi!

Resim
  En değerli   hazinem çocukluğum,   en değerli   ganimetim oyuncaklarımdı… Belki de çok zor alındığı için o oyuncakları bir şekilde herkesten saklamaya çalışır, ve sakınırdım… Mesela aynı şekilde kitaplarımı da kimseyle paylaşamıyorum ben… Yani  okuduğum kitap benimdir, benim bir parçam… Onu asla benden istemeyin. Belki de bu yüzden kütüphaneleri sevemiyorum. Şimdi düşünüyorum da, belki de paylaşımcı olmayışım buradan geliyordur. Zorlukla alınan mallara sonuna kadar sahip çıkabilmem, çıkmak istemem belki de çocukluğumun bir travmasıdır bende. Kütüphaneye zorla götürülürdüm, bu yüzden yıllar boyunca kitabın benden uzak kalmasını sağlamışım… **** Şimdiki çocuklar biraz daha şanslı bu konuda. Çünkü; daha anlayışlı ebeveynler var. Çocuk kütüphaneleri, gezici kütüphaneler, her biri ama her biri çocukların daha paylaşımcı bir dünyada yaşaması ve fırsat eşitliğini yakalayabilmesi için. Şimdi bir de artık  oyuncak kütüphanesi  var. Aileler, çocuklarını oyunca...