Otokontrollü BUSİAD

BUSİAD… (Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği)

Bursa’nın en zenginlerinin oluşturmuş olduğu bir dernek olarak görebiliriz…

Ne dertleri olabilir ki?

***

BUSİAD Başkanı Ergun Hadi Türkay, geçen hafta YeniDönem gazetesine ziyarette bulundu. Kendisiyle sohbet etme fırsatı yakaladık. Önemli açıklamalarda bulundu. Muhabirimiz Serhat İnci imzasıyla çıkan “BUSİAD Başkanı Türkay'dan sert çıkış: 1 metre kare daha istemiyoruz” başlıklı haberde açıklamalarını okuyabilirsiniz.

Bursa’nın bir sanayi alanını kaldıramayacağını ifade ediyor mesela…

Ara eleman sıkıntısının yaşandığından bahsederken üniversite mezunlarının, üniversite mezunu gibi olmadığını yani donanımlı olmadığına vurgu yapıyor.

Türkiye olarak üretime daha fazla önem verilmesi gerektiğinden bahsediyor…

****

Ben de şimdi size bahsetmediklerinden bahsedeyim…

Biz dar gelirliler, iş insanlarının neden çalışmaya devam ettiklerini anlayamayız mesela. Örneğin; “O kadar paranız var ama hala neden para kazanmaya çalışırsınız ki?” diye sorarız gereksiz yere.

“Hayatınızı kurtarmışsınız artık size ne olabilir ki?” diye hayıflanırız çoğu zaman…

Başta da söyledim ya ne derdiniz olabilir ki?

Açıkçası böyle düşünmeyi uzun zaman önce bıraktım. Artık biliyorum ki, kazançları net gelirleri değil!.. Gelecekteki gelirlerini harcıyorlar mesela…

Yani bugün en zengin iş insanı bile hala daha borçlanarak daha da zenginleşiyor.

Yani iş insanı olmak, zengin olmak veya o imrendiğimiz insanlara bakmak bizim risk alamamamızla ilgili. Onlar hayatlarının her anında risk alıyorlar.

Yani bugün işi bıraksalar, yarın bizden daha fakir olabilirler. Hatta bu yüzden hapse bile girebilirler.

Büyük risk içerisindeler…

Kazançlarından çok borçları var diyebilirim…

Öte yandan ülkedeki vatandaşın istihdamı için onlara sonuna kadar ihtiyacımız var.

****

Gelelim BUSİAD’a… Başkan Hadi Türkay’ın ağzından almaya çalıştığım laflar öyle böyle değildi…

Ama Başkan Türkay, otokontrolünü çok güzel yapıyor.

Her şeyi anlatmak, her zaman iyi olmayabilir tabi… Ama bazı şeyleri gerçekten açık yüreklilikle ifade etti.

Mesela; “Türkiye’nin 10 yıla kadar kalkınması çok zor!” ifadesini kullandı ki… Bunu gazetecilere söylemek gerçekten yürek ister…

“Liyakat bitti” dedi… Gerçekten artık işin ehli olmayan herkes bağlantıları sayesinde bir yerlere varırken, işini en iyi şekilde bilen kişiler yerinde saymaya devam ediyor.

“Eğitim çok önemli bir faktör” ifadesini kullandı mesela… Eğitimin kalitesinin nasıl düştüğünden bahsetti. Önceliğin her zaman eğitimde olması gerektiğinin altını çizdi.

Ama neredeyse her hafta, her gün, bu köşeden öğretmenlerin durumunu yazıp duruyorum… Bazen uzay boşluğunda kaybolduğunu düşünüyorum kelimelerimin.

“Geleceğe umutla bakabiliyor musunuz?” diye sordum ısrarla, üstüne basa basa…

Bana kara tablolar çizen Başkan’ın bir anda gözleri ışıldadı. “Tabi ki geleceğe umutla bakıyoruz. Biz özverili bir milletiz. Yeter ki önümüzü açsınlar. Daha öngörülebilir gelecekte daha rahat gelişim gösteririz. Şu anda önümüzü göremiyoruz. Ama yine de umutluyuz çünkü 100 yıllık itibarımız” dedi.

Sonunda dayanamadım açık açık sordum! “İş insanı olarak ve BUSİAD olarak kendinizi baskı altında hissediyor musunuz?”

İki kelimeyle özetledi durumu: “Her şeyi söyleyemiyoruz. Otokontrollü davranıyoruz. Çok seslilikten yanayım. Her fikir değerlidir.”

****

Başka sorum yok sayın Türkay!

***

Son Söz!

Bir ülkede iş insanları bile geleceği göremiyorken nasıl yatırım yapacak, nasıl üretecek…


Bu yazı 02.01.2022 Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?

Çatısız evleri dönüştürün!