Kent Bostanları turizmi…

Bir şeyin değerini kaybettikten sonra daha iyi anlıyoruz.

Bunlardan en önemlisi de toprak, tarım…

Her geçen gün daha da betonlaşan dünyamızda tarım alanlarımız gün geçtikçe azalıyor, azalıyor, azalıyor… Bir avuç kalıyor.

Bugün size gelecekteki Bursa’dan, şimdi ki İstanbul’dan bahsetmek istiyorum…

***

Her geçen gün dikey yönlü büyüyen ve yatay yollu genişleyen İstanbul’da her şey sıkışmışlıklar içerisinde…

Geçen haftalarda bir ziyaret vesilesiyle gittiğim İstanbul’da biraz da olsa gezme fırsatı buldum. Doğma büyüme İstanbullu olan arkadaşım, beni Üsküdar’a götürdü. Orada boğaz havasını içimize çektikten sonra meşhur ‘Ekmek Teknesi’ dizisinin çekildiği mahalleye gittik. İstanbul’da artık göremediğimiz o eski mahalle havalarını görmek isterdim… Ki sadece istemekle kaldım.

Neden?

Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi orada da dizi çekilen mahalle tamamen turizme açılmış durumda.

Tüm sokak, kafelerden, işletmelerden geçilemez olmuş… Yolun sağı solu otopark, kaldırımlar ise kafelerin masalarıyla dolmuş.

Her evin önünde fotoğraf çekinmek isteyen, şimdilerin kırsal turistleri, instagram fenomenleri mevcut…

Fakat bunlar değil de beni en çok etkileyen, bu mahalledeki ‘Kent Bostanları’ oldu.

Belki yüzlerce meyve-sebze, bir avuç toprak içerisine ekilmiş, etrafları kapatılmış ve turistlerin izlenimine sunulmuş…

İnsanlar o kadar hayret içerisindeki İstanbul’da toprak görmenin şaşkınlığı içerisindeler.

İnanın gezdiğim mahalleden tek gram zevk almadım. Fakat beni oraya götüren arkadaşım, hayranlıkla izliyordu oradaki kültürü…

***

Neden zevk almadığımı anlatayım.

Ben Bursa’da, Mudanya’da doğdum büyüdüm… Her gün mavi manzaraya baktım evimin balkonundan… Boğaz da boğazın havası da ilgimi çekmedi.

Ben toprakla büyüdüm. 5-6 dönüm zeytinlikte başka meyve sebzeler de ektim… Çıkanı doğal olarak yedim.

Mudanya’nın ‘Girit Mahallesi’nde’ Yıldırım’ın Cumalıkızık köyünde, Nilüfer’in Gölyazısı’nda… Yani dizilere mekan olmuş Bursa’daki onlarca yerde bulundum, evlerini gördüm… İnanın o evler de ilgimi çekmedi.

Ve İstanbul’dan ayrıldıktan sonra ‘İyi ki Bursa’da yaşıyorum’ dedim.

Demesine dedim de… ‘Şimdilik!’ demeyi unuttum.

Evet, Bursa da yakında İstanbul gibi olacak. Yani Bursalı çocuk da toprağa elini süremeyecek…

Sonra da en modern ilçesi olan Nilüfer’deki gibi, boş bulduğumuz alanlara numunelik olarak ‘Kent Bostanları’ kuracağız…

*****


Köfteci Yusuf’un sorunu ne?

 

Önce küçük bir köfteci dükkanı vardı Yusuf’un… Sonra büyüdü, büyüdü, artık ilçelere illere sığmaz oldu…

Köfteci Yusuf’tan bahsediyorum. Size burada hikayesinden bahsedecek değilim ama Bursa markası olarak artık kendisine gelmesini rica edeceğim…

Köfteci Yusuf, kilo ile pişmiş köfte sattı. Hesaplı bir alışverişti yani… İster orada ye, ister evine götür. Her türlü dışarıda aldığın köfteden ucuza getiriyordun…

Özel sosu ve ayranı da vardı tabi…

****

Neyse uzatmayalım… Gelinen noktada bugün…

Her hafta sonu sipariş verdiğimiz Köfteci Yusuf’ta bir haller olmaya başladı…

Mesela önce fiyatlar yükselmeye başladı. Yükseldi ama çaktırmadan yükselttiler.

Örneğin önceden gramına göre köfte söyleyebilirken artık 150 gram köfte söyleyemiyoruz. Ya 200 gram, ya 250 gram ya da 100 gram söylememiz isteniyor. Tabi 150 gram köfte söyleyemememizin nedeni vatandaşları 200 grama yönlendirmek.

Neyse…

Zaman geçtikçe gelen paketlerde bir şeyler unutulmaya başlandı. Mesela 5 ayran söylediysek 4 ayran geldi. Özel soslardan önceden her sipariş için ayrı ayrı gelirken sonradan 5’e 3 gelmeye başladı… Ketçap-mayonez gibi ücretsiz ürünlerden vazgeçildi… Plastik çatal-bıçak geliyordu artık o da eksik gelmeye başladı…

Her ay fiyat arttı ama her ay unutulan ürünler de arttı, salataların boyutları küçülmeye başladı…

En son dün, verdiğim ekmek arası köftenin ekmekleri bayat geldi iyi mi…

Köfte ekmeğimi tam iştahla yiyeceğim, hoop bayat ekmek kopuyor köfteler yerde…

Bu bayat ekmekler özellikle siparişlerde kullanılıyor ki, herhangi bir şikayet almasınlar…

Hele o bayat ekmeği, açılan dükkanda verseler ne olur dersiniz?

***

Son Söz!

E artık yeter yahu…

Ya doğru düzgün yapın işinizi ya da yapmayın…


Bu yazı 03.01.2022 Tarihinde YeniDönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?

Çatısız evleri dönüştürün!