KAHRAMAN KIZIM KAHRAMAN ANNEM

Size bugün bir anne-kız hikayesi anlatacağım…

Mudanya Halk Eğitim Merkezi’nde Diksiyon Eğitimi veriyorum. 13 yaşında da öğrencim var,  66 yaşında da…

Size anlatacağım hikaye. sınıfımın en yaşlısı olan 66 yaşındaki Kadriye Yıldız ile yine öğrencim olan kızı Filiz Yıldız’ın gerçek hikayesi…

Kadriye Yıldız, bir parkinson hastası… Bırakın doğru ve düzgün konuşmayı, normal olarak bile konuşamıyordu!

Kızı Filiz hanımla konuştuğumuzda kursa gelip gelememekte kararsızdı. Bana, derslere kabul edip edemeyeceğimi sordu. “Tabi ki ederim ama ben bir doktor değilim, doğru konuşmasını sağlayamam” dedim.

Sonuç olarak kursumuza kaydettik.

Ve inanın… En büyük ilerlemeyi de 66 yaşındaki parkinson hastası Kadriye Yıldız kaydetti…

****

Kadriye hanım, kızıyla birlikte her dersime geldi. Kızı Filiz hanım her dersi telefonuna kaydetti, eve gittiğinde her gün beni izletti, alıştırmaları tek tek yaptırdı.

Bir sonraki hafta kursa geldiğinde herkesin içinde gözle görülür, kulakla duyulur şekilde fark gözleniyordu.

Kadriye hanımın en büyük sıkıntısı nefesinin yetmemesiydi mesela… Yaptığımız çalışmalarla artık doğru ve diyaframdan nefes almaya başladı. Önceden cümlenin yarısında tükenen nefesi artık sonuna kadar yetiyor.

Parkinson hastası kadın, sahneye çıktı ve herkesin önünde şiir okudu…

Büyük bir bağ oluştu aramızda… 8 haftanın sonunda sertifikayı en çok o hak etti.

Son gün, son ders…

Öğrencilerim sunum hazırlayacak, bize sunacak ve notlarını alacak.

Sunum için öğrencilerimden kendi kahramanlarını anlatmalarını istedim.

Kadriye hanım, çıktı sahneye ve kahramanını anlattı…

“KAHRAMAN KIZIM”

Filiz benim biricik kahramanımdır. Babasının ise ilk göz ağrısıdır. Çocukluğundan beri biz ona ‘Pamuk hemşire’ dedik. Çünkü hep pamuk gibiydi. Evimizin küçük meleğiydi. Tüm hayatımız boyunca bizim gurur kaynağımızdı…”

Boğazı düğümlendi, gözleri doldu ve daha fazla konuşamadı. Ama olsun bana bu kadarı bile yeterdi. Biraz yavaştı, biraz da takıldı ama yine de muhteşem bir anlatıydı.

Elimden gelse yıldızlı, nazar boncuklu, kurdeleli sertifika verirdim…

Ardından ise sahneye kızı çıktı. Ve hikayeyi ondan dinledik.

Duygusal ses tonuyla…

“Herkesin hayatında bir kahramanı vardır mutlaka. Ama benim kahramanım 2 tane… Annem ve babam.

Annem de babam da aslında ilkokul mezunu. Ama hayat üniversitesinden dereceyle mezun olabilmiş insanlardan biridir her ikisi de.

Ben daha okula gitmeden, ailenin önemini, iyiyi, kötüyü, kötü olaylar karşısında nasıl davranmamız gerektiğini, dürüstlüğü doğruluğu her şeyi öğretmişlerdi. İkisi de bana ve kardeşime o kadar sevgi dolu ve özveriliydiler ki…

Ben çocukken çok fazla gelirimiz yoktu. Babam günlük nafakamızı çıkarabilmek için sabahtan akşama kadar çalışır, gece geç saatlerde ancak eve gelebilirdi. Annem de yine aynı şekilde akşama kadar çalışır, yorgun argın eve gelirdi. Ama hiç dinlenmeden direkt olarak mutfağa girerdi. Daha biz yemek yerken annem yorgunluktan masanın başında uyuya kalırdı…

Bayramlarda durumumuz olmadığı için babam bize bayramlık alamazdı. Annem işten çıktıktan sonra akşam kurslarına giderek, dikiş-nakış öğrendi. Ve bize bayramlarda yeni elbiseleri kendi elleriyle dikerdi. İşte o zaman dünyalar bizim olurdu.

Ben bu şekilde binlerce örnek verebilirim. Gerçekten benim hayatımın merkezindeki en büyük kahramanlar annemle babamdı.

Sevgiyle, özgüvenle, büyütüldüm ve onların her zaman bana seslendikleri gibi ‘Pamuk Hemşire’ oldum.

Onların isteğini yerine getirmek benim için sanki görevdi. Ve tüm hayatım boyunca aynı annemden babamdan gördüğüm sevgiyi hastalarıma yansıttım. Onlara büyük bir empatiyle yaklaştım. Onların hüzünleriyle üzüldüm, sevinçleriyle mutlu oldum. Bir kez olsun ‘of niye geldiniz’ demedim. Bunlar hep annemle babamın bana verdikleri sayesinde oldu…

Zaman geçti, onlar yaşlandı ve evdeki görevlerimiz değişti. Şimdi onlar çocuk, ben onların hem annesiyim hem de babasıyım. İnşallah onların bana verdiği emeğin karşılığını bende onlara verebiliyorumdur. Allah onların benim başımdan eksik etmesin. İyi ki onlar benim annemle babam. Ben onları çok seviyorum.”

****

Son Söz!

Annelerin fedakarlıkları çoktur, biliriz…

Peki evlatların fedakarlığı? İşte onu en iyi örnekleri Filiz hanımın hayatı…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir küçük incir meselesi vardı!

Mudanya Belediyesi'nin hiç mi suçu yok?

Çatısız evleri dönüştürün!