Hayatımız sosyal medya
2021 verilerine göre günlük sosyal medyada harcadığımız ortalama süre 2 saat 57 dakika.
Yani yaklaşık 3 saat… Bu da 8 günün 1’ini sosyal medya geçiriyoruz
demek. Daha büyük hesap yaparsak yılda 40 günümüz sosyal medyada
geçiyor.
Fakat bu rakamların ortalama
üzerinden yapıldığını hatırlatmak istiyorum. Yani 97 yaşındaki dede de 2 yaşındaki bebe de bu rakamların içinde…
Gerisini siz düşünün.
Dünyanın ortalama süresi ise 2 saat 25 dakika…
****
Bu kadar fazla zaman geçirdiğimiz
sosyal medyayı anlayabiliyor muyuz?
Sadece rakamların kodlarından
oluşan bu dijital dünya bizi neden bu kadar esir alıyor.
Ufak bir analiz yapalım!
****
40 yaş üstü abiler ablalar (X Kuşağı) dijital mecrada tanıştığı facebook’a
o kadar bağlılar ki her şeyi oradan takip ediyorlar. Haberler, gündem, yazarlar, dünya, her şey orada… O dünyanın içinde
ve o dünya birkaç parmak hareketine bakıyor. Tüm nefretini de kinini de oradan
kusuyor.
Takip etmek istediği gazete
facebook sayesinde önüne çıkıyor mesela. Arkadaşlarının ne yaptığı, neler
söylediği, kimlere yorum yaptığı, yorumlara ne cevap verdiği… Hayat onlar için oradan akıyor.
Özellikle pandemi nedeniyle
evinden çıkamayan 65 yaş üstü. Facebook’tan manzara fotoğraflarını izledi.
Facebook’un anında tepki almasını sevdi yani X Kuşağımız…
****
40 yaş altı (Y Kuşağı) her mecrada var, fakat aktif değil. Gündem onlar için twitter’dan akıyor. En kutsal bilgi kaynağı
orası… Kim bir şeyden çok fazla
bahsediyorsa işte orada sıkıntı vardır. Hemen girer bakar, ‘Ne olmuş?’ sorusunun cevabını bulmaya
çalışır. Mutlaka söyleyecek sözleri vardır. Mutlaka duyması gerekenleri
etiketlerler. Seslerini bir şekilde duyururlar yani…
Gündem ne olursa olsun diyecek
bir şeyleri olanların mecrasıdır twitter…
Ama yetinmezler…
Facebook’u
telefonlarından bile silenler vardır bu kuşakta. Fakat, instagram olmazsa
olmaz…
Hayatının her anını fotoğraflayıp, fotoblog yaparlar
mesela…
Sokakta bir erkeğin bir kadını
ayıp karşılanırken bu mecrada herkes bir birini takip edebilir. Her an nerede
olduğunu ve ne yaptığını görebilir. Kimse bundan gocunmaz. Hatta beğeni
güdülerini bile bu mecradan tatmin edebilirler.
“Beni bu kadar kişi beğendi”,
“beni bu kadar kişi takip ediyor”
gibi laflar bir övünç kaynağıdır nede olsa… Y kuşağı çok karmaşık duygular içindedir.
Bir de siyasetçiler çok kullanır
twitter’ı istifaları bile oradan paylaşırlar…
Gazetelerin, haber sitelerinin
veya televizyonların doğrulama sorumluluğu olmasına rağmen twitter’ın böyle bir
sorumluluğu yoktur.
Ortaya bir twit bırakırsın… Artık sonu nereye giderse.
*****
Instagram ve TikTok, Z Kuşağının
olmazsa olmazıdır… Gerçi kuşak fark etmez buralarda olmak için 7’den 70’e herkes bu medyadadır.
Röntgencilik damarımıza işlemiştir çünkü…
Fakat daha çok eğlenme amaçlı
kullanılır. Magazinin, sosyetenin kalbinin attığı yerdir ne de olsa. Bir giren
bir daha çıkamıyor. Saatlerini harcıyor.
Mesela evleneceksiniz ve düğün
salonu bakıyorsunuz, ilk adres instagramdır. Fotoğrafçı mı arıyorsunuz, burada
bulabilirsiniz, gelinlikçi, kuaför…
Her şey var bu mecrada. Genellikle reklam için kullanılır. Etkisi
büyüktür.
Bilgi içermez, tamamen eğlence amaçlıdır.
*****
En önemlisini sona sakladım.
Her meşhur olmak isteyenin yaptığı şey, YouTube’a video çekmek…
Herkes video yükleyebiliyor ve
herkes bu videoları izleyebiliyor. YouTube’un bu kadar ilgi çekmesinin nedeni
de kazanç kapısının olmasıdır.
Dolar bazında para kazanıyorsunuz, her izlenmenizde. Reklam
döndüğü an para hesabınıza yatmaya
başlıyor.
Dünyanın en demokratik para
kazanma şekli… Her kullanıcı bir bakıma YouTube’un ortağı.
Bir de televizyondan kovulan soluğu YouTube’da alıyor. Almasına alıyor
da ilgi göremiyor ki… Televizyon yıldızı YouTube’da sönüyor.
Ünlü bir dizi oyuncusu, ünlü
program yapımcısı, ünlü sanatçı YouTube’da video çekiyor. Çekiyor ama izleyen
yok. 1 milyon izlenme beklerken 10 bin
izlenmeye ulaşıyor. 5 bin dislike alıyor.
Ünlü gazeteciyi YouTube’da
sallayan yok! bin - 2 bin kişi izliyor.
İşte orada bitiyor.
****
Neyse bu konu çok uzun, yer
kalmadı… Devamı gelecektir.
***
Son olarak dünyada sosyal
medyanın durumuna bakalım…
We Are Social verilerinden elde
edilen bilgilere göre; sosyal medyayı en fazla kullanan ülkelerin başında Filipinler geliyor 4 saat 15 dakika. Ardından Kolombiya
3 saat 45 dakika, Brezilya ve Kenya
3 saat 42 dakika… Türkiye ise 14.
sırada yer alıyor. Listenin son sırasında ise günde sadece 51 dakikasını
sosyal medyada geçiren Japonya yer
alıyor.
Son Söz!
Sosyal medyada geçireceğimiz zamanı çalışmaya ayırsak belki ülke
olarak daha iyi yerlerde olabileceğiz.
Bu yazı 16.12.2021 Tarihinde YeniDönem
Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder