Geç gelen ‘Gelecek’
Gelecek Partisi İl Başkanı Alpaslan Yıldız ve Yönetim Kurulu üyeleri önceki gün gazetemizi ziyaret etti.
Yazıma eleştiriyle başlamak
istemezdim ama… Zaman yönetimi konusunda
sıkıntı çektiklerini düşünüyorum. Randevuya
tam bir saat rötarlı geldi Gelecek Partisi ekibi…
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu
önderliğinde kurulan Gelecek Partisi’nin il yöneticilerinin de daha önceden AK
Parti’de görev almış, üyesi olmuş ve belli bir siyasi tecrübesi olan kişilerden
oluşmasını gayet normal karşılıyorum. Fakat, bir noktadan sonra şu andaki
hükümete yönelik yapılan eleştiriler
aslında bir nevi öz eleştiri gibi oluyor.
Genel olarak sohbet daha çok
ulusalı ilgilendiren konulardan devam etmiş olsa da nadir bir şekilde Bursa özelinden de sorular sorabildik
Başkan Yıldız’a…
Örneğin, erken seçim istemelerine
rağmen, Gelecek Partisi’nin Bursa’da henüz kongresini bile yapmadığını sormak
istedim. Herhangi bir erken seçim
kararında Gelecek Partisi Bursa’da seçime girebilecek miydi?
Başkan Yıldız, “Kongreyi yaptık” dedi.
Şaşırdım haliyle… Nasıl yani
Gelecek Partisi bir kongre yapacak bizim haberimiz olmayacak…
“Kongremizi geçen yıl Ocak ayında yaptık” diye destekledi sözünü…
Demek ki bunu sadece ben
bilmiyorum diyecekken, aslında kimsenin bundan haberinin olmadığını hatırladım.
Siz iktidara aday olan bir parti olarak bir kongre yapıyorsunuz ve
bundan kimsenin haberi yok! Demek ki burada
bir iletişim zafiyeti var. Yani kendinizi henüz basın mensuplarına anlatamazken
vatandaşlara nasıl anlatacaksınız bilemiyorum!..
Fakat Başkan Yıldız, özgüvenli
bir şekilde bu durumun böyle olmadığını anlatmaya çalıştı. Mesela vatandaşın Gelecek Partisi’nden haberi varmış. Hatta oy bile
vereceklermiş. Pazar anketlerinden bahsettiler.
****
Bu konuda haklarını vermek gerek…
Anket şirketlerinin bazıları
seçim anketi yaparken yönlendirmeye yönelik bir soru sorma şekilleri oluyor.
“Bu Pazar seçim olsa kime oy
verirsiniz” sorusunun cevabında
“AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP,
HDP, Saadet Partisi ve Diğerleri” seçenekleri var. Tabi bir de kararsızlar
kutucuğu…
Yani soru sorduğunuz kişi bu
partilerden bir başka partiye oy verecekse ‘Diğerleri’ seçeneğini tıklamak
zorunda kalıyor. Tabi bu da doğru bir oran çıkarmıyor…
****
Bir diğer kafama takılan konu da Bursa Şehir Hastanesi’nin yerini
eleştirmeleri oldu… Herkesin dediği gibi aslında hastanenin masrafı kadar, buraya gidecek yolların masrafı da
gündemde.
İl Başkanı Alpaslan Yıldız
da aynı konudan şikayetçi. Bursa Şehir Hastanesi neden oraya yapıldı? diye
sorarak, Bursa Lobisi’nden
bahsediyor.
Ben özellikle bir konuya dikkat
çekmek istiyorum.
Bursa Şehir Hastanesi’nin yeri
2015 yılında kararlaştırıldı, yapacak şirket bölge halkına bilgilendirme yapmak
için toplantı yaptı. O toplantıda bizzat
ben de vardım.
Şirket, devletin cebinden bir
kuruş çıkmadan buraya yapılacak hastaneyi anlatırken bölge halkına da
arazileriniz değerlenecek vaatleri veriyordu. O gün o toplantıda bu projeye
karşı çıkan birkaç kişi vardı. Bunlardan biri de çevre örgütleriydi…
Bölgenin tarım alanlarının yok
olacağını savunarak hastanenin yerinin yanlış olduğunu, oradaki bir avuç insana
anlatmaya çalışıyordu!.. Tabi bölge
halkı parayı görünce çevre mevre dinler mi?..
Neyse konu uzun, kısacası şunu
sordum:
“Bursa Şehir Hastanesi’nin yeri kararlaştırılırken, yapılmaya
başlanırken, temeller atılırken dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’ydu. Yani
şimdinin Gelecek Partisi lideri… Şu anda bu projeyi eleştirirken aynı zamanda
kendi genel başkanınızın hatasını da eleştirmiş oluyorsunuz.”
Cevapları beni tatmin etmedi ama
paylaşayım…
“O zaman Başbakan Ahmet Davutoğlu olabilir ama her kararı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veriyordu. Bir bölgeye yatırım yapılırken
her siyasetçi kendi bölgesine büyük proje ister. Mesela Faruk Çelik de o dönem
Şehir Hastanesi’nin Samanlı’ya yapılmasını istiyordu… Karar verici merciler
genelde lobiler oluyor. Bursa Lobisi’nde kimin sesi fazla çıkıyorsa onun dediği
üst makama gidiyor. Sayın Davutoğlu’nun da önüne bu şekilde geldi proje. Takdir
edersiniz ki bölgeyi bilmesi beklenemez. Teknik uygunluğuna bakılarak projeye
onay vermişlerdir.”
Sanırım bu kadarı yeterli…
****
Son Söz!..
2. Dünya Savaşı’nın ardından
Almanya’da insanlık suçlarına dair davalar açılmıştı. Davalarda en fazla
kulağımıza gelen söz neydi hatırlayın… “Biz sadece emirleri uyguladık.”
Bu yazı 15.01.2022 Tarihinde YeniDönem
Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder